|
Dövizi olan şirkete Nasrettin Hoca vergisi
Şükrü Kızılot - skizilot@yaklasim.com - 10
Haziran 2006 Cumartesi - Hürriyet
BİRKAÇ haftadır, dövizle yatıp dövizle kalkıyoruz.
Özellikle döviz cinsinden borcu olanlar, perişan durumdalar. "Ağzını bıçak
açmıyor" derler ya aynen o vaziyetteler. Bir yandan, şaşkın bir şekilde ne
olduğunu anlamaya çalışıyorlar diğer yandan da kur artışı nedeniyle çoğalan
borçlarını, nasıl ödeyeceklerinin hesabını yapıyorlar...
Bu arada, dövizi olup bunun üstüne yatanlar da var.
Dövizdeki son zıplama, dövizi olan şirketleri de olumsuz yönde etkileyecek.
Onlar da kasada ya da bankada duran dövizleri nedeniyle, kur artışı vergisi
ödeyecekler.
KASADAKİ DÖVİZE VERGİ
Bir şirketin, kasasında ya da banka hesabında;
- 9 Mayıs 2006 tarihinde bir milyon doları olduğunu varsayalım (Kur 1.312 YTL)
- 9 Haziran 2006 tarihinde, aynı şirketin kasasında ya da banka hesabında bu bir
milyon doların aynen durduğunu varsayalım (Kur 1.542 YTL)
Bu durumda, örneğimizdeki şirket, kasada ya da bankada duran bir milyon doları
nedeniyle, 230 bin YTL (230 milyar lira) kazanmış gözükmektedir.
- 30 Haziran 2006 tarihinde kurun yine aynı seviyede yani 1.542 YTL olduğunu
varsaydığımızda, bu şirket kasada ya da bankada duran bir milyon doları bir
dolar dahi artmadığı halde, 230 bin YTL kazanç bildirecek.
- Şirket, bir miktar dolar bozdurup, duran paranın "kur farkı" ile ilgili geçici
kurumlar vergisini ödeyecek!.
İster inanın ister inanmayın, yürürlükteki mevzuat ve uygulama böyle... (Bkz.
Vergi Usul Kanunu Md.280)
Ticari işletmeler için geçerli olan bu mevzuat, gerçek kişilere uygulanmıyor.
Yani bir şahsın, kasasındaki ya da banka hesabındaki bir milyon dolar ya da 100
bin dolar için, "kur farkı kazancı" beyan edilmiyor.
ALACAĞA DA VERGİ VAR
Yalnızca kasada ya da bankada duran paraya değil, döviz cinsinden alacağı olan
şirkete de vergi var.
Örneğimizdeki 9 Mayıs tarihinde, yurt içi ya da yurt dışı satışı nedeniyle bir
milyon dolar alacağı olan ve 30 Haziran 2006 tarihi itibariyle bu alacağını
henüz tahsil edememiş bulunan bir şirket, kur artışı nedeniyle, tahsil edemediği
alacağı için "kur farkı kazancı" beyan edip, geçici kurumlar vergisi ödeyecek.
HOCANIN KAZAN HİKAYESİ
Nasrettin Hoca'nın, bilinen bir fıkrası var.
Nasrettin Hoca, komşusundan, ödünç olarak bir kazan alır. Üç gün sonra iade
ederken, kazanın içine bir de tencere koyar. Komşu "Hocam, bu ne?" diye
sorduğunda "Senin kazan doğurdu" yanıtını alır. Komşunun hoşuna gider ve sesini
çıkarmaz.
Aradan zaman geçer, Hoca komşusundan yine ödünç kazan ister. Komşu, memnuniyetle
kazanını verir. Bir hafta, iki hafta.. bir ay, iki ay derken kazan bir türlü
geri gelmez. Komşu Nasrettin Hoca'nın kapısını çalar
- Hoca efendi, benim kazan bir türlü gelmedi de merak ettim.
- Sorma komşu, senin kazan öldü, onun için getiremedim.
- Aman Hoca, bir yanlışlık olmasın kazan nasıl ölür?
- Be adam, doğurduğuna inandın da öldüğüne niye inanmıyorsun!..
Fıkrada olduğu gibi, yıllardır kur geriledikçe, şirketler kasa ve bankadaki
paraları ya da döviz cinsinden olan alacakları nedeniyle, kur farkını zarar
yazıyor, sonuçta daha az vergi ödüyorlardı. Şimdi, döviz kuru yükseldi. Bu
yükselişten doğan kur artışını da defterlerine gelir yazıp, kasada ya da bankada
duran dövizin veya döviz cinsinden alacaklarının, "kur farkı vergisini"
ödeyecekler
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|