|
Amele, hamal ve alkolik vurgununa devam
Şükrü Kızılot - skizilot@yaklasim.com 15
Şubat 2007 Perşembe - Hürriyet
YILLARDIR bıkmadan usanmadan yazdığımız bir olay var. Bazı uyanıklar(!); odacı,
çaycı, kapıcı, şoför, hamal, bulaşıkçı, amele, alkolik hatta akıl hastaları
adına şirket kuruyor. Ardından, bu kişileri şirket yöneticisi ya da deneticisi
gösterip, her türlü kaçakçılık ve sahtekarlığı yapıyor.
Bakıyorsunuz; naylon faturalar, hayali ihracatlar ve bazı hortumlamaların
arkasından, bu kişiler çıkıyor.
Yürürlükteki yasalara göre, bu kişilerin şirket yöneticisi ve denetçisi olmaları
mümkün.
Örneğin, okuma yazma bilmeyen birisi dahi şirket denetçisi ya da yöneticisi
olabiliyor.
Bu kişilere; "Arkadaş sen kimsin, necisin, milyonlarca YTL sermayesi var
gösterilen şirketi nasıl kurdun?" diye sorulamıyor. "Mali durum bildirimi" ya da
başka bir bildirim veya belge istenemiyor.
AYNEN DEVAM
Hürriyet okurları, zaman zaman soruyorlar;
"Hamal, amele, alkolik, bulaşıkçı ya da çobanlık yapanlar, hálá milyonlarca
YTL’lik şirket kurabiliyor ya da denetçisi olabiliyor mu?"
Maalesef evet!..
Dünyada örneği olmayan bu uygulama, aynen devam ediyor.
Türk Ticaret Kanunu değişikliği ile bu konu disiplin altına alınacaktı. O da
nedense rafa kaldırıldı. Bir başka yasa ile de düzeltilmedi.
SOYGUNA ÖDÜL
Diğer bir sorun da devleti dolandıran ve zimmetine para geçirenlerle ilgili...
Bu kişiler, Sayıştay Denetçileri tarafından tespit ediliyor, yıllarca süren
yargılama sonunda, dolandırılan ya da zimmete geçirilen para, örneğin 9 ya da 10
yıl sonra alınırken, 10 yıllık toplam faiz, yüzde 10’u yani yıllık yüzde 1’i
aşamıyor.
Nedenine gelince, Sayıştay Kanunu’nun 64. maddesinde, böyle bir sınır yer
alıyor.
Hürriyet’te birkaç kez bu olaya dikkati çektik. Nedense hala düzeltilmedi...
Banka kredi kartı borcunu ödeyemeyen vatandaşa, aylık yüzde 5, yıllık yüzde 60
civarında faiz uygulanırken, Devleti dolandıran ya da zimmetine para geçirene,
yıllık yüzde 1 civarında (O da olay tespit edilirse) faiz uygulanıyor!..
Yazık, hem de çok yazık...
Bir hatadan daha dönüldü
FİŞ almayanlara, 27.80 YTL ceza uygulandığı açıklandığında, 11 Ocak 2007 günü
"Fiş Olayı ve Denetimin Yetersizliği" başlıklı yazımızda, bu uygulamanın,
pratikte mümkün olamayacağını açıklamıştık. Nedenine gelince, yasaya göre; bu
tür tespitleri, vergi inceleme elemanları yapabiliyor. 10 bin 018 kişilik
denetim elemanı kadrosunun ise 6 bin 565’i boş idi...
Kalan 3 bin 543 denetim elemanı da, ağırlıklı olarak defter ve belgeleri, büyük
şirketleri inceliyordu. Bir inceleme elemanına "Git kuruyemişçinin ya da
bakkalın kapısında bekle, fiş verilip verilmediğini takip et" demek zordu.
Önerimiz; "vergi dairelerindeki diğer elemanlara da fiş ve fatura verilip
verilmediğini kontrol etme yetkisi verilmesi" şeklindeydi.
Geçen hafta, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen, vergilerle ilgili
bir yasa tasarısının, 20’inci maddesi ile Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin
(3) numaralı bendine bir ekleme yapıldı (Tasarının tam metnine www.yaklasim.com’dan
ulaşabilirsiniz.)
Yapılan düzenleme ile "Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’na, fiş ve
fatura denetimini, vergi incelemesine yetkili olmayanlara da yaptırma yetkisi"
verildi.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|