|
Bağ-Kur'da fıkra gibi uygulamalar
Şükrü Kızılot - skizilot@yaklasim.com - 05
Eylül 2007 Çarşamba - Hürriyet
BAĞ-Kur'un uygulamalarıyla ilgili, çok sayıda soru ve şikayet alıyoruz.
Vardığımız sonuç şu; Bağ-Kur'un öncelikle kendi bünyesinde, kurum içi ciddi bir
eğitim yapması, mevzuat ve uygulamayı, kendi personeline öğretmesi gerekiyor.
Onlar bilmeli ki vatandaşa da doğru yanıt verebilsinler.
Bize yansıyan, ilginç olaylardan bazı örnekler aşağıdaki gibi.
ÜÇ KOCADAN MAAŞ
Bağ-Kur il müdürlerinden biri, telefonla arayıp sordu:
- Bir yazınızda, "Üç kocadan üç maaş alınabilir" demişsiniz. SSK'lı kocasından
"dul aylığı" alan bir kadın, elinde gazete ile geldi ve Bağ-Kur'lu, ikinci
eşinden de "dul aylığı" bağlanmasını talep etti. "Böyle bir uygulama yok"
dediğimizde, yazınızı gösterip "üç kocadan aylık alan bile var" diye tepki
gösterdi. Daha sonra gelenler de olunca, sormaya karar verdim. Bunu neye göre
böyle yazdınız?
Belli ki Bağ-Kur yetkilisi, kendi mevzuat ve uygulamalarının farkında değil.
Bağ-Kur'un, ikinci ya da üçüncü "dul aylığı" bağladığı çok sayıda kişi var.
Buradaki ince nokta, aylık bağlayacak kurumun farklı olması. Özetle, birkaç
evlilik yapan kadın ya da erkeğe, ölen eşinden dolayı SSK, Bağ-Kur ve TC Emekli
Sandığı'ndan, ayrı ayrı "dul aylığı" bağlanabiliyor. Kadının iki kocası da
Bağ-Kur'lu ise, bir maaş bağlanabiliyor.
BAĞ-KUR'LU PROFESÖR
İlginç bir olayı da ben yaşadım. Posta ile Bağ-Kur'dan, "ödeme bildirimi" geldi.
Okudum, ödenmeyen Bağ-Kur primleri isteniyordu. Üst düzey bir yetkiliyi aradım:
- Bana yüklü bir Bağ-Kur primi çıkarmışsınız. Üstelik bir kaç yıldır da
ödenmediği belirtiliyor. Ben, üniversitede görev yapan, Emekli Sandığı'na tabi
bir profesörüm. Bağ-Kur'a kayıtlı değilim, olmam da yasal anlamda mümkün değil.
O halde bu borç nereden çıkıyor?
- Hocam, izninizle ben bir araştırıp 10 dakika sonra size döneceğim.
Aradan 10 dakika geçti geçmedi, aradı.
- Hocam, çok özür dileriz bir yanlışlık olmuş. Bu arada, iki ayrı Bağ-Kur
dosyanız ve borcunuz daha çıktı, onları da iptal ettirdim.
AMERİKALI CAROL
Geçen ay yazdık. Gönül verdiği Türk gencinin peşine takılıp, ülkemize gelen ve
Türkiye'de kafeterya açıp işletmeye başlayan Carol, Bağ-Kur'a kaydolup,
primlerini ödüyor.
Aradan 9 yıl geçiyor. "Benim hizmet sürem ne kadar oldu?" diye Bağ-Kur'a dilekçe
veriyor. Aldığı yanıt ilginç;
"Bağ-Kur'a kaydınız yanlışlıkla yapılmış. Ödediğiniz primler faizsiz olarak size
iade edilecek."
Carol beyninden vurulmuşa dönüyor. İş Mahkemesi'nde dava, ardından Yargıtay'a
temyiz. Sonunda Bağ-Kur sigortalısı sayılıyor (Yarg. 10. HD. 7.6.2007 Tarih ve
E.2006/18088, K.2007/9491).
Yargı olmasa, Bağ-Kur Carol'u perişan edecek.
İSTEĞE BAĞLI ESNAF
Bir örnek de Sevgili Ekrem Sarısu'dan;
Posta Gazetesi'nde, bir okuruna verdiği yanıtta; "İşyeri açanların, zorunlu
olarak Bağ-Kur sigortalısı olacaklarını, SSK'ya isteğe bağlı sigortalı
olmalarının bu durumu engellemediğini" açıklıyor.
Ardından soru sahibi okurdan bir telefon;
"Aman Ekrem Bey, bir yanlışlık olmasın. Ben Bağ-Kur İzmir İl Müdürlüğü'nden bu
konuda yazılı görüş aldım. Yazıda net olarak 'SSK'dan isteğe bağlı sigortalı
olanlar, kesintisiz sigortalılıkları devam ettiği sürece, Bağ-Kur kapsamına
alınmayacaklardır' deniliyor. İsterseniz fakslayayım"
Ardından faks geliyor. Ekrem Sarısu, gözlerine inanamıyor.
Biri il müdürüne ait çift imzalı yazıda, hatalı açıklama yapılmış!..
Şimdi bu vatandaş, Bağ-Kur'un açıklamasına itibar etse, yıllar sonra emekliliği
geldiğinde, "Arkadaş, sen Bağ-Kur sigortalısı olacaktın" diye emekli
edilmeyecek.
Nasıl, fıkra gibi uygulamalar değil mi?
İşin acı tarafı, bu şekilde çok sayıda örnek var.
Özetle, Bağ-Kur'un, önce çalışanlarını eğitmesi sonra da vatandaşa doğru bilgi
vermesi ve doğru uygulama yapması gerekiyor.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|