|
Atatürk ve banka hesaplarına haciz
Şükrü Kızılot - skizilot@yaklasim.com
10 Kasım 2007 Pazar - Hürriyet
YURT gezilerinden birinde Atatürk, tek öküz ile çift süren bir çiftçi ile
karşılaşır.
- Kolay gele, bereketli ola Ağa...
- Allah razı olsun Bey...
- Hayrola Ağa. Öküzün tekine ne oldu?
- Devlete vergi borcumuz vardı Bey, icra kapımızı çalınca çaresiz kaldık. Koca
öküzü satıp borcumuzu ödedik.
Atatürk "Sağlık olsun Ağa" diyerek, konuşmasını kısa keser.
Çiftçinin adının Halil Ağa olduğunu öğrenen Atatürk, bir süre düşünceli bir
şekilde yürüdükten sonra, Salih Bozok'u yanına çağırır.
- Salih, yarın sabah git, Halil Ağa'yı bul ve bana getir. Benim kim olduğumu
sorarsa, "Bizim bey seni bir kahve içmeye çağırıyor" de.
Ertesi gün, Halil Ağa getirildiğinde, Atatürk "Halil Ağa, anlat şu vergi işini
bir daha" der.
Halil Ağa, vergi borcunu, icrayı, satılan öküzünü tekrar anlatır. Atatürk,
kaşlarını çatar ve yanındaki İsmet Paşa ve Şükrü Kaya'ya dönerek;
- Arkadaşlar, biz İstiklal Savaşı'nı Halil Ağa'nın öküzünü icra yoluyla satalım
diye yapmadık. Bu memlekette adaleti, vatandaşı böyle mi koruyacağız? Gerekirse
vergi borcu ertelenebilir. Köylünün çift sürdüğü öküzü elinden alınmaz.
Bu konuşma üzerine, Atatürk'ü tanıyan Halil Ağa'nın;
- Sen Atatürk Paşa'msın galiba, bir kusur ettimse beni bağışla.
diye yalvarması üzerine Atatürk, Halil Ağa'nın sırtını okşayarak;
- Sana güle güle Halil Ağa, sen bizim gözümüzü açtın...
der ve Halil Ağa'yı ayakta uğurlar.
Atatürk'ün bu yaklaşımı, vergi borcu olan, iyi niyetli mükelleflerle ilgili
güzel bir mesajdır.
BANKA HESAPLARINA HACİZ
Son birkaç haftadır, mükelleflerin banka hesaplarına, ihtiyati haciz uygulanıp,
el konuluyor. Bu uygulamaların önemli bir kısmı da hukuka aykırı. Örneğin;
1- Ödeme emri tebliğ edilmeden, banka hesaplarına haciz konuluyor. Oysa
konulamaz.. Konulursa, suç işlenmiş olur. Şu anda, ödeme emri tebliğ edilmeden
banka hesaplarına el konulan ve perişan olan, binlerce mükellef var. Bunların
içinde, Maliyeye 1 YTL dahi borcu olmayanlar bile var. Haciz uygulanınca,
çekleri karşılıksız çıkmış, senetleri protesto olmuş!.. Kıvranıp duruyorlar.
2- Devlete borcundan çok, devletten alacağı olana da haksız yere haciz
uygulanıyor. Bu durumdaki mükellefler, dilekçe verip "borcumu alacağımdan mahsup
edin" diye talepte bulunmuşlar. Vergi dairesi görevini ihmal edip, mahsup
işlemini yapmayı geciktirince, mükellefin banka hesaplarına, haksız yere haciz
konulmuş.
3- Vergi borcunun 5-10 katı mevduata haciz konulmuş. İnanılır gibi değil ama bu
da gerçek. Bütün bankalara yazı gönderilmiş. Birinci bankadaki mevduat, vergi
borcunu karşılayacak durumda olmasına rağmen, bütün bankalara yazı gönderilince,
her bankadaki hesap bloke edilmiş. Mükellef ise, perişan kere perişan.
Vergi borcu olup, ayda yüzde 2,5 gecikme zammı ödeyen bir mükellefin, bunun
yarısı kadar faiz alarak, parasını bankada mevduat olarak tutması normalde
mümkün değil.
Banka hesaplarına haciz konusunda Maliye Bakanlığı'nın Bankalar Birliği'ne
gönderdiği 2 Kasım 2007 tarihli yazıda önemli açıklamalar var (Bkz. www.yaklasim.com).
Bu arada, 30 Haziran 2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 1 No.lu Tahsilat
Genel Tebliği'nde, "hacizle ilgili bildirilerin, borçlunun sadece tebliğ
tarihindeki banka hesaplarında mevcut olan varlıklarını kapsayacağı"
belirtilmesine rağmen, banka hesabında o gün yeterli para yoksa, sonraki
günlerde yatan paralara da el konulmuş.
Sonrası belli. Ödenemeyen senetler protesto olmuş, çekler de karşılıksız çıkmış.
Şimdi... Bir Atatürk'ün vergi borcu olanlarla ilgili söylediklerine bakın, bir
de şu anda yapılanlara.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30 |