|
Kayınbirader eniştesini ihbar edince
Şükrü Kızılot - 30 Ocak 2005 Pazar -
Hürriyet
ENİŞTESİNİN işyerinde çalışan kayınbirader, onunla ters düşünce işten ayrılır.
Ancak, işten ayrılmakla yetinmez ve oturur eniştesinin nasıl vergi kaçırdığına
dair, ayrıntılı bir ‘ihbar dilekçesi’ yazar.
Aradan bir süre geçer ve firmanın defterleri incelemeye alınır.
İHBAR İKRAMİYESİ
İnceleme nedeniyle, kendisinden bazı belgeler istenen ve zaman zaman da
bilgisine başvurulan enişte, bir ara dayanamaz;
‘Efendim, beni ihbar edenin kim olduğunu çok iyi biliyorum. Daha önce birlikte
çalıştığım, kayınbiraderim ihbar etmiş’ der. İnceleme elemanının, bu konuda, bir
şey söyleyemeyeceğini belirtmesi üzerine;
‘İhbar eden kayınbiraderim, bunu biliyorum. Geçenlerde duydum, bazı
tanıdıklarımızdan, borç para isterken, bu borcu yakında alacağı ihbar ikramiyesi
ile ödeyeceğini söylüyormuş’ der.
İnceleme elemanı, yine yorum yapmaz ve işine devam eder. İhbar dilekçesi son
derece ayrıntılı ve somut delillere dayalı olduğu için, matrah farkını eliyle
koymuş gibi bulur. Sonuçta, ciddi bir vergi kaçağı ortaya çıkar. Ancak, inceleme
elemanı, ihbar eden kişiye yani kayınbiradere ‘ihbar ikramiyesi’ ödenmesi
konusunda rahatsız olur ve bu ikramiyenin ödenmemesi konusunda, kısa bir rapor
yazar. Raporda özetle, akrabalık ilişkisi ve karşılıklı güvene dayalı birlikte
çalışma nedeniyle edinilen bilgilere dayalı ihbar yapıldığını ve ihbar
ikramiyesinin ödenmemesi gerektiğini belirtir.
İLGİNÇ BİR RİCA
Aradan belli bir zaman geçer. İnceleme tamamlanmış ve bununla ilgili vergi
inceleme raporu da yazılmıştır. Bir gün, ihbar edilen kişi inceleme elemanına
gelir. Moralinin çok bozuk olduğunu belirterek, ihbarcı kayınbiraderine ihbar
ikramiyesinin ödenmesi için ricada bulunur.
İnceleme elemanının, bu durumu yadırgadığını görünce, dayanamayıp nedenini
açıklar:
‘Kayınbiraderime ihbar ikramiyesi ödenmeyince, o da karımı kaçırmış. İkramiye
ödenirse bırakacakmış. Kayınvalide ve kayınpeder ile de tartıştık. Aile ve
akrabalık düzenim iyice bozuldu. Bir talimat verseniz de şu ikramiye ödense, ben
de karıma ve aile düzenime kavuşsam.’
İki fakülte bitirmiş
FIKRA gibi bu olayı, Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sevgili Asım Kibar
anlattı.
Gazeteye ilan verip, holdinge bağlı şirketlerden biri için genel müdür
yardımcısı arandığı belirtiliyor. Başvuruda bulunanlarla, tek tek görüşülüyor.
İçlerinden ‘ODTÜ’de iki fakülte bitirdim’ diyen biri, beğeniliyor ve işe
başlatılıyor.
Ancak haftalar geçiyor, iki fakülte bitiren bu arkadaştan beklenen verim bir
türlü alınamıyor. Asım Kibar, bu genci ‘Nereden nasıl buldunuz?’ diye
sorduğunda, ‘Efendim, ODTÜ’de iki fakülte bitirmiş. En iyisi buydu aldık’
yanıtını alıyor.
‘Peki, gönderin şunu bana, kendisi ile bir konuşayım bakalım...’ der ve iki
fakülte bitiren kişi gelir. Kibar;
‘Evladım, sen ODTÜ’de iki fakülte bitirdiğini söylemişsin. Hangi fakülteleri
bitirdin?’
‘Efendim ben ODTÜ’de Mühendislik Fakültesi ve İktisadi İdari Bilimler
Fakültelerini bitirdim. Bu fakültelerin inşaatında, taşeron olarak çalışmıştım.’
Erkek olmanın dayanılmaz keyfi
Beş günlük tatil için ufak bir çanta yeter.
Tazelemek zorunda olduğun bir makyajın olmadığı için zırt pırt tuvalete
gitmezsin.
Duş yapman ve giyinmen en fazla on dakika sürer.
Gereksiz eşyaların bulunduğu bir çantayı taşıma alışkanlığın yoktur. Ceketini
alıp çıkarsın.
40 yaşına da gelsen kimse evde kaldığını iddia edemez.
Yüzündeki tüm renkler orijinaldir ve ne silince, ne yağmurda ne de ağlayınca
çıkmaz.
Ayakkabılarının topuğu ve tırnağın asla kırılmaz, çorabın kaçmaz.
(Teşekkürler Ali Tezel)
Fareye fil tarifesi
AVUSTURYA’da, uluslararası bir tıp kongresine katılan doktora, kobay olarak
kullanılmak üzere, bir çift beyaz fare armağan etmişler. Kapıkule girişinde
fareleri gören gümrük görevlisi; ‘Bunlar gümrüğe tabi’ der.
Doktor da; ‘Bu iki fareyi kobay olarak, bilimsel araştırma yapmak için getirdim
ama vergisi varsa ödeyim. Nedir bunun gümrüğü?’ diye sorduğunda, görevli memur
Gümrük Tarife Cetveli’ne bakması gerektiğini belirtir. Ancak tarifede, fare diye
bir hayvan yok. Belli ki fare ithal edilebileceği akla gelmemiş. Tam o sırada
görevli memur, tarifenin altındaki küçük dipnotu fark eder; ‘İşbu cetvelde ismi
bulunmayan bir hayvan ithal edilmek istenirse, otomatik olarak büyükbaş hayvan
addolunur.’
Büyükbaş hayvanlar içinde fil ve deve de var. Gümrük memuru; ‘Fare için fil
tarifesi üzerinden gümrük vermeniz gerekir yoksa fareleri size veremeyiz’ der.
Doktor da çaresiz deney faresini gümrüğe terk eder. Doktorun üzüldüğünü fark
eden görevli, bir yol gösterir ‘Doktor Bey, birkaç ay sonra, bu fareleri
çekilmeyip gümrüğe terk edilen mallar arasında satışa çıkartırız. Buna alıcı
çıkmaz. Siz gelin, çok ucuza alırsınız.’
Doktor, iki ay sonra farelerin satış durumunu sormaya gider, o da ne fareler,
bakımsızlık ve açlıktan ölmüştür!..
(Bkz. Teoman Yazgan, ‘Bürokratlar Nereye Koşuyor?’, İstanbul, 2000, s.66-67)
Kitapta bu olayı okuduktan sonra, Gümrük Müsteşarlığı’ndan bir yetkiliyi arayıp
sordum. Neyse ki bu olaydan sonra Gümrük Tarifesi’ne, kobay fareler ile ilgili
bir ekleme yapılmış.
Günün sözü
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar. Oysa yaşamadıkça yaşlanırlar.
İvan Panin
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|