|
Maliye Bakanı danışmanının viskileri
Şükrü Kızılot 06 Şubat 2005Pazar - Hürriyet
BAŞLIKTAKİ Maliye Bakanı, bundan 12 yıl önce, bir trafik kazasında kaybettiğimiz
Adnan Kahveci... Herkesin sevdiği ve takdir ettiği, son derece dürüst ve değerli
bir politikacı olan Kahveci, kendisini ülkeye hizmet etmeye adamıştı.
Birlikte bazı projeler üzerinde çalıştığımız Kahveci ile ilgili çok sayıda anım
var.
SEKİZ ŞİŞE VİSKİ
Kahveci, Maliye Bakanı olduğu dönemde, gümrüklerdeki ‘rüşvet’ olayını engellemek
istiyordu. Bir gün danışmanını çağırır:
- Yarın Romanya’ya git ve sekiz şişe viski al. Girişte, 'İki şişeden fazlası
yasak' dediklerinde, rüşvet teklif et. Ben de gereken tertibatı aldırıp, suçüstü
yakalattıracağım.
Danışman, denileni yapar, dönüşte sekiz şişe viski ile giriş yaparken, gümrükçü
müdahale eder:
- İki şişeden fazla getirmeniz yasak. Bunların altısına el koymamız gerekiyor.
Danışmanın beklediği an gelmiştir:
- Kusura bakmayın bilmiyordum, arkadaşlara da söz verdim. Bir formül bulamaz
mıyız? Bunun için üzerime düşen bir şey varsa, yapmaya hazırım.
Gümrükteki memur, birkaç saniye durur, şişelere bakar ve kafasını kaşıyarak:
- Arkadaş, yasak ama neyse... Torbalarını al, sen şuradan yavaşça geçiver...
O anda ne yapacağını şaşıran danışman, elinde viskilerle kapıya yönelir.
Kendisini bekleyen otomobile bindiğinde, hem suratı hem de kafası karmakarışık
bir vaziyette kendi kendine sorar: ‘Peki ama ben Romanya’ya niye gittiiim, niye
geldim?’
KAHVECİ’NİN TELEFONU
Kahveci bir gün, beni fakülteden aradı:
- Hayrola Hoca, dün seni evden aradım 'çok önemli' diye de not bıraktığım halde
beni aramadın...
- Çok özür dilerim sayın Bakanım, inanın haberim olmadı...
Ardından, aradığı konu ile ilgili bilgi verdiğim konuşma bittiğinde, biraz canım
sıkılmıştı. Hemen eve gittim. Yedi yıldır, evde çalışan son derece saf ve temiz
bir Anadolu kadını olan Safiye Hanım’a sordum:
- Safiye Hanım, dün Maliye Bakanı beni aramış, niye bana söylemedin?
- Yok, kesinlikle aramadı. Arasa hiç söylemez miyim?
- Bak Safiye Hanım, bugün kendisi ile konuştum. Arayıp 'çok önemli' diye not
bıraktığını söyledi. Hele iyi düşün bakalım...
- Haa... Evet dün birisi aradı, kendisi kahveci mi neymiş 'çok önemli' diye de
not bıraktı. Ben de kendi kendime 'Şükrü Hoca, kahveye gitmez, kahveciyle
çaycıyla falan işi olmaz, herhalde yanlış aradı' diye, kahvecinin aradığını sana
söylemedim.
- Safiye Hanım sağol... Senin mahalledeki kahveci zannedip, aradığını bana
söylemediğin o kişi, Maliye Bakanı Adnan Kahveci idi!..
Kahvecisi bile İngilizce konuşuyor
İSTANBUL'un unutulmayan belediye başkanlarından Bedrettin Dalan bundan 23 yıl
kadar önce, Adnan Kahveci'yi ilk gördüğünde, hayrete düşmüş. Özal’ın parti kurma
çalışmaları sırasında, görüşmek için çağırdığı Dalan anlatıyor:
‘Özal bana kurucu üyelik önerdiğinde, memnuniyetle kabul ettim. Orada enteresan
bir anımız daha var. Adnan o zaman, sürekli Özal'ın yanındaydı ve gelen giden
misafirlerle de ilgileniyordu. Bir ara Özal bana döndü "Ne içersin?" dedi. Ben,
"Bir çay içerim" dedim. Adnan'a döndü; "Kahveci, bir çay söyler misin?" dedi.
Kahveci, baktım Özal ile İngilizce konuşuyor. Eve döndüm, hanıma "Yahu adam
müthiş. Kahvecisi bile İngilizce konuşuyor" dedim. Sonradan, o kişinin Adnan
Kahveci olduğunu öğrendim.’
(Mehmet Ali Birand - Soner Yalçın, The Özal, s.167-168).
Kadın ruhu
TEMEL yolda yürürken bir lamba bulmuş. ‘Alaaddin’in Sihirli Lambası’ olabilir
diye lambayı ovalarken, içinden cin çıkmış:
- Dile benden ne dilersen?
- Bu adadan, karşı adaya sekiz şeritli bir köprü istiyorum.
- O çok zor; iki ada arasındaki mesafe çok uzun, en iyisi sen başka bir şey
iste.
- Peki o zaman kadınların ruhundan anlamamı sağlayacak bir şey yap. Gördüğüm her
kadının, ruhunu anlamak istiyorum...
- Şey... Bir dakika sen şu köprünün kaç şeritli olmasını istiyordun?
Şu kızları anlamak var ya
O kadar kolay değil. İşte birkaç örnek:
Siz başka kızlara bakacak olsanız, gözleriniz oyulur. Başka bir erkek ona
bakarsa, adı hayranlık olur.
Şık bir şekilde giyindiğinizde ‘Ne o bu gün yine çapkınlık mı var?’ der.
Kıyafetinize dikkat etmezseniz, zevksizlikle suçlar.
Ceketinizde saç teli bulursa ‘Bu yine hangi kızın saçı?’ diye sorar. Saç teli
bulamazsa ‘Ne o artık saçsız kızlarla mı çıkıyorsun?’ der.
Öpersiniz ‘beyefendi’ değilsinizdir. Öpmezsiniz ‘adam’ değilsinizdir.
Çok yanına gidersiniz ‘Usandım’ der. Gitmezseniz küser.
Kıskanırsınız ‘huyun kötü’ der. Kıskanmazsınız ‘sevmiyorsun’ der.
Devamlı yanında oturursunuz, ‘şikayetçi’ olur. Dışarı gidersiniz ‘Acaba kiminle’
der.
Siz beş dakika geç kalın, ‘kıyamet’ kopar. O beş dakika geç kalsın ‘Bunda ne
var?’ der.
(Teşekkürler Erhan Sarısu)
Günün sözü
Birçok şeyi yarım bileceğinize bir tek şeyi iyi bilin.
Nietzsche
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|