|
Gübrenin vergisi de pırlantanın aynısı olsun
Şükrü Kızılot - skizilot@yaklasim.com - 03
Haziran 2008 Salı - Hürriyet
BAŞLIĞI okuyunca, "Aman Hocam, tarımda gübre çok önemli. Son bir yılda gübre
fiyatında zaten yüzde 150’yi bulan artış oldu. Bir de vergisi pırlantaya
uygulanan vergi oranının aynısı olursa ne olur?" dediğinizi duyar gibiyim.
Evet... Gübre olayı tarımda çok önemli. Türkiye’de hektar başına gübre kullanımı
83 kilogram iken, komşumuz Bulgaristan’da 173 kilogram. AB ortalaması ise 250
kilogram.
Bulgaristan’ın yarısı, AB ortalamasının ise üçte biri kadar tükettiğimiz gübre,
bitkisel üretimde yüzde 40 civarında olumlu etki yaratıyor. Uzmanlar, yetersiz
gübre kullanımından dolayı, 8 milyar doları aşan bir üretim kaybımızın olduğunu
belirtiyorlar.
Son bir yılda yüzde 150’yi bulan gübredeki fiyat artışı nedeniyle, çiftçilerimiz
gübre kullanamaz hale gelmiş ve 2007 yılında gübre tüketimi yüzde 4 oranında
azalmış durumda...
NİÇİN PIRLANTANIN AYNISI?
Pırlanta, elmas, yakut ve benzeri değerli taşların KDV’si, dünyanın hangi
ülkesine giderseniz gidin, en yüksek tarifeye tabi.
Nedeni belli, alım gücü yüksek olanlara hitap ediyor. Ekmek, su, peynir, zeytin,
meyve, sebze, defter, kitap, kalem, ilaç gibi zorunlu ihtiyaç maddesi değil. O
nedenle, yabancı ülkelerde, pırlanta lüks bir mal olarak en yüksek oranda KDV’ye
tabi.
"Tamam orasını anladık da gübreden alınan KDV’nin oranı niye lüks tüketim malı
olan pırlanta ve elmasla aynı olsun?" diyorsunuz değil mi?
Hemen açıklayalım;
Efendim, Türkiye’de pırlanta, elmas, yakut, zümrüt ve inci gibi değerli taşların
KDV’si, yüzde 18’den yüzde sıfıra indi de onun için!.. (Bkz.KDV Yasası
Md.17/4-g. 5228 Sayılı Kanunun 15. maddesiyle değiştirilen ve 1.8.2004’de
yürürlüğe giren bent).
Peki... Gübrenin KDV oranı mı?
Yüzde 18... Evet yanlış okumadınız gübrenin KDV’si hala yüzde onsekiz!..
Tamam, pırlantanın KDV’si ne bir şey demiyoruz ama gübreninkine itirazımız
var...
GIDA KRİZİ
Son yıllarda, bazı tarım ürünleri ve gıda fiyatlarında, Dünyada ve ülkemizde,
ciddi fiyat artışları oldu. Artışlar o kadar hızlı ve yüksek seviyede oldu ki,
bu durum "küresel gıda krizi" olarak değerlendirilmeye başlandı. Dünya
Bankası’na göre, gıdalarda fiyat artışının devam etme olasılığı çok yüksek.
Ülkeler bu konuda çeşitli önlemler alıyor. Türkiye’nin de gereken önlemleri
alması, tarımsal üretimini artırması ve kırsal kalkınma politikalarına daha çok
önem vermesi gerekiyor.
Dünya’da tarıma elverişli arazilerin önemli kısmı, Dünyanın en büyük ve en
verimli nehirlerinin çevresinde bulunuyor. Türkiye, bu açıdan çok şanslı. Dünya
sıralamasındaki 8 nehirden (Nil, Amazon, Ren, Mississippi, Yellow, Ranj, Fırat
ve Dicle), ikisi Türkiye’de...
Dünyada 14,8 milyar hektar arazi var. Bunun 1.4 milyar hektarı tarıma uygun.
Gelecekte, petrol ve altının yanı sıra, tarım arazisi de en kárlı yatırım
olacak. Ülkeler, sınırları dışında tarım arazisi kiralamak ya da satın almak
için faaliyette... Küresel gıda krizi, bankaları bile "arazi avcısı" yapıyor.
Bazı banka ve finans şirketleri, fon yerine verimli arazilere yatırım
yapıyorlar.
Türkiye, tarım arazisi yönünden alan olarak şanslı ancak tarıma olan Devlet
desteği ve ayrılan kaynaklar yetersiz. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Konya
Ovası Projesi (KOP), Polatlı Ovası Projesi ve benzeri projeler hayata
geçtiğinde, sorunlar önemli ölçüde azalacak.
Özetle, tarımsal üretimimizi mutlaka artırmamız ve kırsal kalkınma
politikalarına daha fazla önem vermemiz, bu arada gübrenin KDV oranını da
pırlanta tarifesine uyarlamamız gerekiyor...
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd. Şti -
Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz. |