|
Turizm yüzümüzü tam güldürmüyor
Şükrü Kızılot - 19 Şubat 2005 Cumartesi -
Hürriyet
İHRACATTAN sonra, ikinci önemli döviz kaynağımız olan turizmde, özellikle son
birkaç yıldır sevindirici gelişmeler oluyor.
Bacasız fabrika olarak adlandırılan turizm; minimum maliyetli döviz girdisi ve
istihdam sağlaması, 37 sektörü doğrudan etkilemesi ve nitelikli işgücü talep
etmesi nedeniyle ekonomik açıdan, lokomotif bir sektör olarak göze çarpıyor.
Turizm, 2004 yılında da yüzümüzü güldürdü. Turizm Bakanlığı verilerine göre;
2004 yılı Ocak-Aralık aylarında, ülkemizi ziyaret eden yabancı sayısı, geçen
yılın aynı dönemine göre yüzde 25’lik artışla 17 milyon 517 bin 610’a ulaştı.
Ülkemize gelen yabancıların yüzde 61’i OECD, yüzde 28’i Doğu Avrupa
ülkelerinden, kalanı da diğer ülkelerden geliyor.
Ülkemize en çok ziyaretçi gönderen ülke sıralamasında Almanya yüzde 23 (4 milyon
turist) ile birinci geliyor. İkinci yüzde 9 (1 milyon 605 bin) ile Rusya
Federasyonu, üçüncü sırada ise yüzde 8 (1 milyon 388 bin) ile İngiltere yer
alıyor. İngiltere’yi Bulgaristan, Hollanda, İran, Fransa, Yunanistan, Avusturya,
Belçika, Azerbeycan, İtalya, İsrail, Ukrayna ve ABD izliyor.
TANITIM YETERSİZ
Turizm sektörü, halen çok sayıda sorunla içiçe. Çözümlenemeyen sorunlar
nedeniyle bacasız fabrika yeterince tütmüyor. Özellikle tanıtım stratejimiz
yeterli değil. İstanbul başta olmak üzere Kapadokya, Efes, Pamukkale, Antalya,
Aspendos, Nemrut, Bodrum, Datça, Karadeniz, Ege, Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgeleri, özellikleri olan turizm alanları. Türkiye’de turizm markası
olabilecek özellikli bölgelerin sayısı oldukça fazla. İstanbul, Londra ve Paris
gibi sağlam ve bilinen bir imaja sahip marka haline getirilebilir. Kapadokya ve
Pamukkale Dünyada eşi olmayan doğal bölgeler. Öte yandan Efes, Aspendos ve
Nemrut gibi tarihi değerler de, özel alan niteliğini taşıyor.
Klasik (deniz-kum-güneş, tarih-kültür turizmi gibi) turizm türlerinin yanısıra,
pazarlardaki eğilim ve taleplere göre; sağlık, golf, yat turizmi ve macera
turizmi yeterince değerlendirilemiyor.
KDV VE ÖTV
Turizmin bir de vergi sorunu var. KDV yönünden, Akdeniz ülkelerinin çoğunun
gerisindeyiz.Turizmde KDV Fransa’da yüzde 5,5, İtalya’da yüzde 10, Portekiz’de
yüzde 5, Yunanistan’da yüzde 8 olmasına karşın Türkiye’de yüzde 18. KDV doğrudan
turiste buna bağlı olarak da fiyatlara yansıtıldığı için, turizmi olumsuz
etkiliyor.
Turizmle ilgili bir sorun da Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) artışı ile ilgili...
Son ÖTV artışı ile bira, şarap ve yüksek alkollü içkilerde, yüzde 26’dan yüzde
120’ye kadar değişen zamlar, en çok all-inclusive (herşey dahil) uygulamasını
yapan turizm sektörünü ve özellikle, Antalya yöresi turizmcilerini etkiledi.
Turizm sektöründe, uygulanacak fiyatlar, Ekim-Kasım aylarında belirlenmekte ve
turizm fuarlarında, kataloglarda bu fiyatlar belirtilip, anlaşma yapılmaktadır.
Antalya yöresine 2004’te 6 milyon 400 bin turist geldi. 2005’te ise 7 milyon
turist bekleniyor.
Antalya yöresinde Turizm şirketlerinin yüzde 75’i her şey dahil fiyatı
belirliyor. ÖTV artışı ile yapılan zamların, alkollü içkilerin fiyatlarına
yansıtılması sonucu ortaya çıkacak artışlarının kişi başı yaklaşık 5.20-5.50
Euro arası olacağı tahmin ediliyor. Böyle bir durumda Antalya turizm sektörünün,
yaklaşık 45-50 milyon Euro kaybı olacağı hesaplanıyor.
Beklenmeyen bu maliyet girdisinin uygulanması yerine, bunun sektör temsilcileri
ile paylaşılması daha uygun olurdu. ÖTV artışı konusunda geriye dönüş
olmayacağına göre, turizm sektöründe ‘KDV oran indirimi’ şeklinde yapılacak bir
düzenleme, hem KDV konusunda diğer ülkelerle olan haksız rekabeti önler hem de
ülkemize gelen turist sayısını ve turizm gelirini artırır.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|