|
Eller aya bizler yaya
Şükrü Kızılot -skizilot@yaklasim.com - 15
Kasım 2008 Cumartesi - Hürriyet
ETKİLERİ giderek derinleşen küresel ekonomik krizle ilgili olarak, dünyanın ve
Türkiye'nin şu andaki durumunu, başlıktaki deyim çarpıcı olarak özetliyor.
Dünya, küresel krize kilitlenip ciddi önlemler alırken, bizde halen "teğet
geçerdi, geçmezdi" tartışmaları ile zaman kaybediliyor.
Çarşamba günü isimlerine ve açıklamalarına yer verdiğimiz, özel sektörün önde
gelen bazı isimleri ile bankacılık ve finans kesiminden etkili kişilerin ısrarlı
uyarılarından da fark edileceği gibi, olay çok ciddiÖ
AYA VE YAYA GİTMEK
Aşağıdaki birkaç örnek dahi, dünya ile farkımızı net olarak ortaya koyuyor.
1. Mevduata Tam Güvence : Dünya (Almanya, Yunanistan, Avusturya, Avustralya,
İtalya, Portekiz, Yeni Zelenda ve Danimarka örneğinde olduğu gibi) mevduata tam
güvence vermeye başladı. Diğer ülkeler ise, güvence tutarını artırdılar.
Türkiye'de ise, güvence 50 bin YTL olarak uygulanmaya devam ediyor. Bunda büyük
bankaların etkisinin olduğu söyleniyor ama problem doğarsa, sistem büyük küçük
dinlemez. "Güvence artırılırsa, faiz yarışı başlar" sözü de gerçekçi değil.
Böyle olduğunda, BDDK müdahale edebilir. Örneğin, tam güvence sağlanan Almanya
ve diğer ülkelerde faiz yarışı yok.
2. Faizler : Dünyada faizler düşürülüyor. Türkiye'de ise faizler ufak ufak
yükseltiliyor. 2008 ve 2009'da 50'şer milyar dolar civarında olacağı tahmin
edilen cari açık (döviz açığı) sıcak para dediğimiz emanet parayı çekebilmek
için, faizler yüksek tutuluyor.
3. Krizin İlgili Olduğu Kesim : Dünyadaki kriz "finansal" kesimle, Türkiye'de
ise "reel" kesimle ilgili. Dünyada, finansal anlamlı ciddi önlemler alınıyor ve
finansal sisteme, başta Amerika olmak üzere, çok sayıda ülke, doğrudan devlet
desteği sağlıyor.
Türkiye'de, 2001'de bankacılık kesimini etkileyen kriz, bu kez "reel kesimi"
olumsuz etkileyecek. Özellikle sendikasyon kredileri ve özel sektörün dış
borçları ciddi sorun olmasına rağmen, bu konuda somut bir adım atılmadı.
4. Devlet Müdahalesi : Başta Amerika olmak üzere İngiltere, Fransa, Almanya,
İtalya, İspanya, Hollanda ve daha bir çok ülkede, ciddi tutarda devlet desteği
sağlandı ve sağlanmaya devam ediliyor.
Türkiye'de devlet müdahalesi şu aşamada yok. Bu konuda zaman geçiyor. Paraya
olan ihtiyaç, en büyük açmaz. İstanbul yaklaşımı benzeri uygulamalar, işletmeler
faal iken acilen başlatılmalı. O işyeri kapanır ve işçileri işten çıkartılırsa,
kurtarmak zor olur. Bu durumdaki işletmelere, bankalar da kredi vermeye
yanaşmaz.
Bu aşamada BDDK, kredilerin uzatılması, yenilenmesi, zora düşen firmalar için
karşılık ayırmada esneklik getirilmesi gibi, katkılarda bulunabilir.
HAYALLER VE GERÇEKLER
Dünya gerçekleri gördü ve gerekli önlemleri hemen almaya başladı.
Türkiye'de ise, hala "hayal" pompalanıyor. Krizden Türkiye'nin karlı çıkacağı
bile iddia ediliyor. Oysa, Türkiye gerçekleri hiç de öyle değil. Geçen yılın ilk
dokuz aylık dönemine göre kapanan işyerleri yüzde 73 arttı. Sanayi üretimi, son
79 ayın en kötü performansını sergiledi. İşsizlik, faiz ve enflasyon artıyor.
Esnaf, siftah edemiyor. Emekliler ve memurların aylıklarına yılbaşında yapılacak
sembolik artış, gelen zamlarla şimdiden buharlaştı. YTL, yılbaşına göre yaklaşık
yüzde 40 değer kaybetti. Başta inşaat olmak üzere, otomotiv ve tekstil
sektörlerinde büyük gerileme var.Turizmde tehlike çanları çalıyor.
Liste uzayıp gidiyor...
Bu aşamada, "hayal" pompalamaktan, "hamdolsun bize bir şey olmaz" sözlerinden ve
"teğet geçer" hayallerinden uzaklaşıp, gerçekleri görmek ve buna göre önlemler
almak gerekiyor.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd. Şti -
Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz. |