|
Sekreterle seyahatin avantajı
Şükrü Kızılot -
skizilot@yaklasim.com - 13 Mart 2005
Pazar - Hürriyet
YAKLAŞIK 11 yıldır yazıyorum, en çok ilgi çeken
yazımın hangisi olduğunu biliyor musunuz? Nereden bileceksiniz. Ben bile, bu
kadar ilgi göreceğini tahmin etmiyordum.
Sizi fazla merakta bırakmadan açıklayalım; yazımın başlığı ‘Sekreterle iş
seyahatine çıkılması’ ile ilgiliydi...
Okumayanlar için de özetleyelim. İşadamları, işleriyle ilgili olarak yurt içinde
ya da yurtdışında seyahate giderlerken, yanlarında niçin eşlerini değil de
sekreterlerini alıyorlardı? Yanıtı basitti, vergi yasalarında bir madde vardı, o
maddeye göre, sekreterin giderleri deftere masraf yazılabiliyor ancak eşin
seyahat, otel vb. giderleri masraf yazılamıyordu (Gelir Vergisi Kanunu Md. 40).
İşadamları da, yasa neyi uygun görüyorsa onu yapmak istedikleri için yani kanuna
karşı gelmemek için, sekreterleriyle seyahate gidiyorlardı. Olay buydu...
20 YILLIK GECİKME
Geçenlerde, bir mali müşavir arkadaşım aradı ‘Hocam, senin şu sekreterle iş
seyahati yazın, patronla aramı açtı’ diyerek, başladı anlatmaya... Patron
çağırıp sormuş;
- Mustafa, Şükrü Hoca’nın şu sekreterle seyahat yazısını okudun mu?
- Evet efendim, okudum.
- Yani... Bu yazılanlar doğru mu?
- Evet efendim doğru...
- Peki ne zaman çıktı bu kanun?
- Efendim, yıllardır var, örneğin 20 yıl önce de vardı...
İşadamı bunu duyunca birden sinirleniyor;
- Yahu, sen ne biçim mali müşavirsin. Madem böyle bir kanun maddesi 20 yıldır
var, sen bana bunu niçin 20 yıl önce söylemedin? Ben bu yaştan sonra ne yapayım
bu maddeyi... Çabuk toz ol, gözüm görmesin seni...
BİR TV PROGRAMI
Bunu anlattığım, TV programcısı bir arkadaş, geçenlerde canlı yayında, sözü
getirip, pat diye sormaz mı;
- Hocam bir de sekreterle seyahate çıkma maddesi vardı galiba, neydi o?
Tebessüm ederek yanıtladım;
- Gelir Vergisi Yasası’nda bir madde var. O maddeye göre, eşinizle seyahate
çıkarken masraf yazılamıyor, sekreterinizle çıkınca yazılıyor. Sözgelimi sizi
örnek verelim, bu programa Ankara’dan eşinizle gelseydiniz masraf
yazılamayacaktı, ama sekreterinizinki kabul ediliyor...
Programcı arkadaş birden panikledi;
- Beni örnek vermeyin, beni örnek vermeyin, başkasını verin...
Neyse, program bitti, çay içiyoruz. O sırada, programcı arkadaşın cep telefonu
çaldı, arayan eşiydi ve bas bas bağırıyordu;
- Söyle bakalım sen İstanbul’a kiminle gittin, söylesene kiminle gittin?...
Patron-sekreter hikayesi
BİR iş seyahati sonrası soğuk ve karlı bir gecede tipiden yolunu kaybeden
işadamı ve sekreteri, bozulan arabalarını terk etmek zorunda kalırlar. Uzun bir
yürüyüşten sonra üşümüş ve ıslanmış durumdayken bir kulübe bulurlar. Kulübede
bir yatak, bir uyku tulumu ve bir sürü battaniye bulunmaktadır. İşadamı bir
centilmen olarak, yatağı sekreterine verir.
‘Ben yerde uyku tulumunda uyurum’ der. Sekreter yatağına yatar, adam uyku
tulumunun içine girerek fermuarı çeker. Bir süre sonra tam uyumak üzereyken,
sekreterinin sesini duyar:
‘Efendim, ben çok üşüyorum.’ Adam fermuarı açar, uyku tulumundan çıkar, bir
battaniye alıp kadının üzerine örter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak
üzereyken yine sekreterinin sesini duyar:
‘Efendim, ben hálá çok üşüyorum.’ Adam yine fermuarı indirir, tulumdan çıkar,
bir battaniye daha alıp kadının üstüne örter, uyku tulumuna girerek fermuarı
çeker. Tam uykuya dalacağı sırada yine duyar:
‘Ben çoooook üşüyorum.’ Adam yattığı yerden;
‘Bir fikrim var’ der, ‘Burası ıssız bir yer. Neler olduğunu kimse görmez.
İstersen evliymişiz gibi davranabiliriz.’
Genç kadın kıkırdar:
‘Tamam, bana göre hava hoş.’
Adam yattığı yerden avazı çıktığı kadar bağırır;
‘Öyleyse kalk, kahrolası battaniyeni kendin al!..’
Ölüye 3 farklı tarife
TC Emekli Sandığı’ndan, SSK’dan veya Bağ-Kur’dan emekli olanlar, öldüğü zaman,
‘ölüm yardımı’ farklı ödeniyor.
Emekli memur öldüğü zaman, 761.90 YTL’den az olmamak üzere, almakta olduğu aylık
miktarı üzerinden ölüm yardımı ödeniyor.
SSK’lı öldüğü zaman, 200.50 YTL cenaze yardımı ödeniyor.
Bağ-Kur sigortalısı öldüğünde ise, 167.87 YTL cenaze yardımı yapılıyor.
Anlayacağınız, öldüklerinde bile ölüm ya da cenaze yardımı farklı oluyor.
Bunlar bize özgü
Mutfak tüpünün gaz kaçırıp kaçırmadığını kibrit yakıp kontrol eden Türk’ten
başkası olabilir mi?
Yemekte eti bıçakla değil, çatalın yanıyla kesmeye çalışan bir kişi görürseniz
gözlerinden öpün. O bir Türk’tür.
On yıllık bir otomobilin koltuk ambalaj naylonlarını çıkarmadan kullanma
becerisini ancak Türkler gösterebilir.
Desenlerini çok beğenerek aldığı yeni bir mobilyanın üstünü, başka bir örtü
örterek kullanan kişi de Türk’tür.
(Teşekkürler Canan Perdahlı)
GÜNÜN SÖZÜ
Hayat yaşla değil yaşamakla anlaşılır.
Andre Gide
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|