|
Hisse devrinde KDV komedisine ‘dur’ denildi
Şükrü Kızılot - 30 Kasım 2010 Salı -
Hürriyet
BAŞLIKTA “komedi” deyimini kullandık çünkü anonim şirketlerde hisse senedi ya da
geçici ilmühaberle yapılan hisse devri zaten KDV’ye tabi değildi.
DANIŞTAY DOĞAN'A 1.4 MİLYAR DOLARLIK VERGİ VE CEZAYI DONDURDU
KDV Kanunu’nda hisse senedi devrinin KDV’ye tabi olmadığı, Türk Ticaret
Kanunu’nda da geçici ilmühaberin hisse senedi yerini aldığı açıkça yazılı
olmasına rağmen, yasalar hiçe sayılmış ve yorum yoluyla anonim şirket hisse
devirleri, KDV’ye tabi tutulmuştu.
Hani adama sormuşlar ya “Abdestsiz namaz kılınır mı?”
O da demiş ki; “Ben kıldım oldu”
İşte onun gibi bir şey olmuştu!..
DANIŞTAY KARARI
Danıştay Dokuzuncu Dairesi, anonim şirket hisselerinin devrinde KDV alınması ile
ilgili uygulama hakkında “yürütmeyi durdurma” kararı verdi.
Danıştay Dokuzuncu Dairesi 25 Kasım 2010 Tarih ve Esas No:2010/10221 sayılı
kararı ile;
- Türk Ticaret Kanunu’nun 411 ve devamı olan maddelerinde yer alan “Geçici
ilmühaberin hisse senedi yerini aldığı” hükmü ve hisse devri ile ilgili diğer
düzenlemeler,
- KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesinde yer alan hisse senetlerinin ortaklık payı
olarak satış, devir ve teslimlerinin KDV’den istisna edilmiş olması ile ilgili
hükmün değerlendirilmesi sonucu,
hisse devrinin KDV’ye tabi tutulması ile ilgili vergi ve cezalar hakkında
teminat aranmaksızın yürütmenin durdurulmasına, oybirliğiyle karar verdi.
OLAY NEYDİ?
2009 yılı Eylül ayında, anonim şirkete ait hisselerin geçici ilmühaberle devri
işleminin, KDV’ye tabi tutulup milyarlarca liralık vergi ve ceza istenilmesi
kafaları karıştırmış, iş dünyasında adeta panik yaratmıştı.
Yasa hükmünün aksine olan bu uygulama, iş dünyasının kafasını iyice karışmıştı.
İş adamlarının bir kısmı şaşkın vaziyette, neyin doğru neyin yanlış olduğunu
anlamaya çalışıyor, bir kısmı da (adının gizli tutulmasını isteyerek) panik
halinde “Bize de mi ceza gelecek?” diye soruyorlardı.
Olayı, siyasi ya da başka bir polemiğe girmeden, konunun uzmanı bir akademisyen
olarak “maliye profesörü” kimliğimle, tartışmalardan uzak bir şekilde, 10 Eylül
2009 tarihli yazımda, teknik yönleriyle açıklamış “Paniğe kapılmaya gerek yok,
bu tür olaylar yargıdan döner” demiştim. Nitekim öyle de oldu... Bu arada, merak
eden herkesin de araştırıp kontrol edebilmesi için her açıklamamın dayanağını da
özellikle belirtmiştim.
YASAYA GÖRE KDV YOKTU
Bir şirketin, bir başka şirkete ait hisse senedini elden çıkarması, KDV’den
istisna. Daha açık bir anlatımla, bu olayda KDV yok. Nerede mi yazıyor? KDV
Kanunu’nun 17/4-g maddesinde yazıyor. Dikkatle okuyoruz; “..elmas, pırlanta,
yakut, zümrüt, HİSSE SENEDİ, tahvil” teslimi KDV’den müstesna tutuluyor.
HİSSE SENEDİ VE İŞTİRAK HİSSESİ
Bu olayda bir de “iştirak hissesi” tartışması var. KDV Yasasını dikkatle
incelediğimizde, Madde 17/4-g’de “hisse senedi” ile ilgili ÖZEL BİR HÜKMÜN yer
aldığı, Madde 17/4-r’de ise “iştirak hisseleri” ile ilgili GENEL BİR HÜKMÜN
bulunduğu fark ediliyor.
İştirak hisseleri, hisse senetlerini de kapsayan genel bir deyim. Ancak özel bir
hükümle hisse senetlerinin KDV’den müstesna olduğu yasada belirtilmiş. Bu duruma
göre, hisse senetleri dışındaki iştirak hisselerinin (örneğin; limited
şirketlere ait ortaklık payı, eshamlı komandit şirketlerin komanditer
ortaklarına ait ortaklık payları, iş ortaklıkları, adi ortaklıklara ait ortaklık
payları, anonim şirketlerin hisse senedi ya da ilmühabere bağlanmamış ortaklık
paylarının) 2 yıl içinde elden çıkartılması KDV’ye tabi olacak, hisse
senetlerinin elden çıkartılması ise elde tutulma süresine bakılmaksızın, KDV’den
müstesna tutulacak.
TİCARET KANUNU İLMÜHABERİ HİSSE SENEDİ YERİNİ TUTUYOR
Türk Ticaret Kanunu’na bakıyoruz: 411. maddesinde “ilmühaberler” başlıklı özel
bir düzenleme var.
Dikkatle okuyoruz;
“Madde 411 Nama yazılı hisse senetleri yerini tutmak üzere çıkarılan
ilmühaberlerin, nama yazılı olması lazımdır. Bunların devri nama yazılı hisse
senetlerinin devrine ait hükümlere tabidir.”
Görüldüğü gibi, Türk Ticaret Kanunu’nda da ilmühaberlerin, hisse senedi yerini
tuttuğu açık ve net olarak belirtiliyordu.
O halde ortada yasa hükmü varken, yorum yolu ile ilmühaberlerin hisse senedinin
yerini tutmayacağını iddia etmek hukuken mümkün değildi.
PEKİ SORUN NEYDİ?
Şimdi diyeceksiniz ki “Buraya kadar olay anlaşıldı. Peki sorun neydi?”
Sorun şuydu; birkaç inceleme elemanı “Geçici ilmühaber, hisse senedi olarak
kabul edilmez, bu nedenle teslimi yüzde 18 KDV’ye tabidir” diye iddia ediyor.
Ardından da bu gerekçeyle düzenlenen rapora istinaden milyarlarca lira KDV ve
vergi ziyaı cezası (gecikme faizi hariç) isteniyordu. “İlmühaber yerine hisse
senedi bastırılmış olsa bu vergi ve cezalar istenmeyecekti” deniliyor. Yani
biçimsel bir olayla ilgili, yorumun faturası bu!..
DOĞRUSU NEYDİ?
Bu olay üzerine paniğe kapılan yüzlerce iş adamı aramış ve “Hocam, sizin
yazıları kesip saklıyoruz. Biri altı yıl diğeri de üç yıl önce, geçici ilmühaber
hisse senedi yerine geçer, diye yazmıştınız. Şimdi kafamız karıştı doğrusu ne?”
diye sormuştu.
Bize göre, olay çok açık ve netti.
Yasa ne diyorsa oydu... Birlikte bakalım:
1- Türk Ticaret Kanunu diye bir kanun var. Bu Kanun’un 411. maddesinde, “Geçici
ilmühaber hisse senedinin yerini alır” diye net olarak yazıyor. Anlamak için
okur-yazar olmak bile yeterli. Türkiye bir hukuk devleti, ortada açık ve net bir
kanun hükmü varsa, yoruma itibar edilmez.
2- Maliye Bakanlığı’nın 232 No’lu Gelir Vergisi Genel tebliği var. Maliye
Bakanlığı da bu tebliğinde, “İlmühaber, hisse senedi yerine geçer” diye açık ve
net bir açıklama yapıyor.
3- Maliye Bakanlığı’nın “mukteza (özelge)” diye adlandırılan, yazılı
açıklamaları var. Hem de bir sürü... Hepsinde de “Geçici ilmühaber, hisse senedi
yerine geçer. Geçici ilmühaberin teslimi KDV’ye tabi olmayacaktır” deniliyor.
4- Yargıtay’ın Hukuk Genel Kurulu Kararı var. Yargıtay’da “İlmühaber, hisse
senedinin yerine geçer” diyor (Örneğin; Yarg.HGKK. 4 Temmuz 2007 tarih ve
E.2007/13-332, K.2007/446).
5- Danıştay da “İlmühaber, hisse senedi yerine geçer” diyor (Dn.7.D.14.12.1999
Tarih ve E.1999/70,K.1999/4120).
Yukarıda 5 madde halinde, “ilmühaberin hisse senedi yerine geçtiğini ve KDV’den
müstesna olduğunu” hepsinin de dayanağını göstererek açıkladık.
Zaten, bu güne kadar bir tek yetkili ya da uzman ortaya çıkıp da “Efendim, bu
konuda yasa maddesi, tebliğ ve kararların olduğu iddiası doğru değil. Geçici
ilmühaber hisse senedi yerine geçmez” demedi daha doğrusu diyemedi.
Daha ötesi, Özelleştirme İdaresi de çok sayıda şirketi ilmühaberle devretti.
Görüldüğü gibi, olay çok açık ve netti.
İYİ Kİ YARGI VAR
Yukarıdaki açıklamaları ve dayanağı olan yasa maddelerini, yargı kararlarını,
Maliye’nin tebliğlerini ve özelgelerini okuyunca;
“Gözlerime inanamıyorum. Bütün bunlara rağmen nasıl KDV alınır?” dediğinizi
duyar gibiyim.
Haklısınız...
Ancak çok istisnai de olsa, bazen yasalar gözardı edilip yorum yolu ile vergi
istenebiliyor.
Bu gibi durumlarda, Danıştay;
“Yasa ne diyorsa odur”
diye son noktayı koyuyor.
Her şeye rağmen, iyi ki bu ülkede yargı var...
İktisadi Dayanışma
Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti
- Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına
Hoş Geldiniz
|