|
Hiçbir iyilik cezasız kalmaz
Şükrü Kızılot - 04 Eylül 2005 Pazar -
Hürriyet
BAŞLIKTAKİ söz, Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan’ın odasında asılı.
Merak edip sordum:
- Hayrola Başkan, bu levha da neyin nesi?
- Sanayici bir arkadaşın başına gelenleri dinledikten sonra, böyle bir levha
asmaya gerek duydum. Son birkaç aydır Türkiye, özellikle işsizlik konusuna
endekslendi. Bununla ilgili çeşitli çalışmalar yapılıyor. Ben de işsizliğin şu
anda Türkiye’nin en büyük sorunu olduğu düşüncesindeyim. Terörün de asayişin de
temelinde işsizlik var.
Son dönemde, biz de bu konuda yoğun çalışmalar yapıyoruz. İşsizlikle ilgili
çeşitli konuları kamuoyuyla paylaşırken, binin üzerinde işçi çalıştıran sanayici
bir arkadaşım beni ziyarete geldi.
Anlattıklarını dinledikçe, kulaklarıma inanamadım. Aynen şunları söyledi:
‘Yanımda çalışan işçilerden on tanesi gelerek, işten ayrılmak istediklerini
bildirdiler. Ardından da ‘Efendim, eğer kıdem ve ihbar tazminatımızı verirseniz,
alacağımız bu parayla kredi kartı ödemelerimiz ve birikmiş bazı borçlarımız var.
Onları kapatacağız’ dediler. Ben de yıllardır yanımda çalışan bu insanlara
yardımcı olmak için, onları işten çıkarmış gibi gösterip, tazminatlarını ödedim.
Biliyorsunuz, işçiler kendi isteğiyle ayrılırlarsa, kıdem tazminatı ve ihbar
tazminatı alamıyorlar. Bundan sonrası çok ilginç. İyilik yaptığım bu işçiler,
işten ayrılmadan önce, gidip bir sendikaya üye oluyorlar. Kendi talepleriyle
ayrılan ve buna rağmen tazminatlarını ödediğim bu işçiler, tazminatlarını
aldıktan sonra, mahkemeye başvuruyorlar. Mahkemeye ‘Sendikaya üye olduğumuz için
işten çıkarıldık’ diyerek dava açıyorlar. Aylar sonra, mahkeme lehlerine
sonuçlanıyor. Mahkeme 4 maaş işe iade tazminatına ve 12 maaş da sendikal
faaliyet tazminatı ile işe iade kararı veriyor.’
Şimdi çalışma hayatının ve iş kanunlarının bu kadar katı olduğu bir ortamda bu
işveren arkadaşımız bana diyor ki; ‘Ben kandırıldığıma mı yanayım; ödediğim
ilave tazminata mı yanayım, yoksa böyle birilerinin tekrar işe iadesinin
yapıldığına mı yanayım?’
Düşündüm, yasalar böyleyse işadamı ne yapsın. Ardından bir levhaya ‘Hiçbir
iyilik cezasız kalmaz’ diye yazdırıp, odamın duvarına astırdım. Soranlara da
anlatıyorum. İşte Hocam olay bu!..
Erkek olmanın avantajları
VERASET ve İntikal Vergisi Yasası belki de çoğunuzun doğmadığı 8 Haziran 1959’da
yürürlüğe girmiş.
O tarihte yasaya drahomaların (yani erkeklere verilen başlık parasının) vergiye
tabi olmadığına dair bir hüküm koymuşlar (Madde 4/c).
Aradan yıllar geçmiş bu maddeye kimse dokunmamış. Vergi Kanunlarında, 1980
yılından bu yana tam 197 kez değişiklik yapılmış. Ancak, erkeklere verilen
draholamalara yine dokunan olmamış. O yine vergi dışı kalmış.
Eee, olacak o kadar. Ne de olsa Meclistekilerin çoğunluğu erkek... Gerçi
erkeklere başlık parası veren yok ama olsun... Belki birgün verirler...
Meslek tecrübesi
TANINMIŞ gazeteci William Allen White, Emporia Gazetesi yazı işleri müdürlüğünü
yaparken kendisine yazılar gönderiliyordu. Bu yazılardan bir kısmı geri
çevrilmekteydi.
Birgün yazısı kendisine iade edilen bir kadın öfkelenerek şu mektubu yolladı.
- Yazdığım hikayeyi yayınlanamaz diye geri gönderdiniz. Eserime elinizi bile
sürmediğinize eminim. Çünkü sizi kontrol etmek için 18, 19 ve 20. sayfaları
birbirine yapıştırmıştım. Olduğu gibi geri geldi. Siz yalancısınız ve yazıları
okumadan reddediyorsunuz.
William White mektubu hemen cevaplandırdı;
- Aziz bayan. Sabahları kahvaltımı alırken kırdığım yumurtanın çürük olduğunu
anlamam için onu mutlaka yemem gerekmez.
Allah kadını ve erkeği yarattı
ALLAH, yaprağın hafifliğini, ceylanın bakışını, güneş ışığının kıvamını, sisin
gözyaşını aldı. Rüzgarın kararsızlığını, tavşanın ürkekliğini de ekledi ve
onların üzerine kıymetli taşların sertliğini, balın tadını, kaplanın
yırtıcılığını, ateşin yakıcılığını, karın soğukluğunu, saksağanın gevezeliğini,
kumrunun sevgisini ilave etti.
Bütün bunları karıştırıp eritti ve kadını yarattı.
Allah, kaplumbağanın yavaşlığını, boğanın bakışını, doğanın dehşetini aldı.
Sülüğün yapışkanlığını, hindinin kabarışını, gergedan derisinin sertliğini ona
ekledi.
Bunlar üzerine, bukalemunun şıpsevdiliğini, sivrisineğin vızıltısını ilave edip
erkeği yarattı ve ıslah etsin diye de bu yaratığı kadına verdi.
(Teşekkürler Reyhan Yıldızhan)
GÜNÜN SÖZÜ
Hataların en büyüğü, bunların hiçbirinin farkına varamamaktır.
Elbert Hubbard
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|