|
Dağın tepesinde bir vagon
Şükrü Kızılot - 18 Eylül 2005 Pazar -
Hürriyet
ŞEHİRLERARASI yolda, dağın tepesine yerleştirilmiş vagonlardan oluşan ilginç bir
restoran var. Bir arkadaşımızın, değişiklik olsun diye davet ettiği bu vagon
restoranda yediğimiz yemekler, servis ve doğanın büyüleyici atmosferinden
etkilenmemek mümkün değildi.
Saatlerin dakika gibi geçtiği bu güzel ortamda, herkes son derece mutlu ve
neşeliydi... Anılar, fıkralar ve espriler derken, zaman su gibi akıp geçti.
İLK FATURA BİZE
Bizi davet eden arkadaş, hesabı istediğinde, masadakilere de göz atıp, faturayı
da rica etti. Hesap ödendikten sonra, teker teker vagondan çıktık. Dışarıda
garsonlar ve işletme sahibi, tek sıra halinde dizilmiş ‘yine bekleriz’ diyerek
bizi uğurluyorlardı. Tam o esnada, sıranın sonundaki garson, elindeki zarfı
hesabı ödeyen arkadaşımıza uzattı;
‘Bu da faturanız abi... Burayı açalı tam üç ay oldu ama ilk faturayı kesmek de
size nasip oldu. Buyrun faturanızı..’
Önce kısa bir sessizlik oldu. Sonra, herkes bir anda aynı kişiye baktı.
Baktıkları kişi, bizimle birlikte yemeğe gelen, o bölgenin bağlı olduğu vergi
dairesi müdürüydü!..
DAĞ BAŞINDA FİŞ
Hıncal Uluç’un 10 yıl önce yazdığı, Amerika’daki bir anısı var. Birlikte
okuyalım.
‘Amerika’da kentten 80 kilometre uzakta, bir çiftlik kenarında, ikinci el kitap
satan bir dükkancık buldum. Dükkan da değil. Evin bir odası. Oradan, bir kitabı
pazarlık ederek satın aldım. 10 dolar dedi ben iki dolara aldım. Yani o kuş
uçmaz, kervan geçmez dağ başında o eski kitaba ödediğim parayı, bir ben
biliyordum, bir yaşlı kadın, bir de Allah... Yaşlı kadın, yazar kasa fişi kesti.
Çok uygar, çok bilinçli bir vatandaş olduğu için mi? Hayır, Amerikan Vergi
Müfettişleri IRS adamlarından ödü koptuğundan...
Amerika’da adam öldür, vergi kaçırma, yasalar öyledir.
Bizde fiş verilmez. Az uygar işyerlerinde sorulur; ‘Fiş ister misiniz?’ diye.
Fiş istemeyi ayıp sayar, ‘Yok canım’ deriz. Fiş istemezsek, belki üç kuruş iner
diye de düşünürüz. Bıraktığımız fişin bedelini, aslında devletten çalıp, o
işyerinin sahibine bıraktığımızı düşünmeyiz.
Sonra sokaklara dökülürüz. Devlette maaşlar ve ücretler niye düşük? Devletin
hastaneleri niye yetersiz? Devlet niye yeterli yol, okul yapmıyor.
Vergisini kuruşu kuruşuna ödeyen her Türk vatandaşı köşkü, konutu, Maliye’yi,
yetkili kimi görüyorsa onu uyarmalı... Köşk’te, konutta, makamda mektupların,
faksların sayısı milyonları bulursa sorun çözülür.
Halk, haklarına sahip çıkmazsa, bir adım öteye gitmeyiz.’
Yöneten erkekler
YERYÜZÜNDEKİ herkes ölür ve Tanrı’nın huzuruna çıkarlar... Tanrı der ki:
- Erkekler 2 sıra olsun, bir sırada karıları tarafından yönetilen erkekler,
diğer sırada karılarını yöneten erkekler... Ayrıca bütün kadınları cennete
aldım, onlar meleklerle birlikte gidecekler şimdi...
Böylece kadınlar gittikten sonra Tanrı erkeklerin karşısına geçer. Bir bakar ki
karıları tarafından yönetilen erkeklerin sırası 100 km. uzun. Ama karılarını
yöneten erkeklerin sırasında sadece bir adam duruyor. Tanrı diğer sıradakilere
çok kızar:
- Kendinizden utanın!.. Sizi bu dünyada güç ve idarenin temsilcisi olarak
yarattım ve şuraya bak, hepiniz güçsüz karaktersiz 100 km.lik bir sürü
olmuşsunuz... Bakın bir tek erkek kulum şu yan sırada tek başına gururla
dikiliyor... Ondan ders alın!.. Oğlum, anlat bunlara, ne yaptın da ‘karılarını
yöneten erkekler’ sırasında bir tek sen oldun?..
Ve adam cevap verir:
- Bilmem... Karım bana burada durmamı söyledi...
Maliye Bakanı insafa gelsin duası
SON zamanlarda, arka arkaya çok ilginç olaylar yaşıyoruz. Hükümetin üç bakanı,
üstelik aynı partinin üç bakanı, bir süre önce arka arkaya ‘vergi oranları çok
yüksek, mutlaka indirilmesi gerekir’ diye açıklama yaptılar.
Bu çağrıya, dördüncü bir bakan daha katıldı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım,
iletişimdeki vergi yükünün çok fazla olduğunu belirttikten sonra, ‘Konuyu
iletip, Maliye Bakanı’nın insafa gelmesi için dua edeceğiz’ dedi.
Özel İletişim Vergisi’nin, geçici olarak geldiğini anımsatan Bakan ‘Vergiler
geçici olarak gelir, kalıcı olur’ dedikten sonra, ‘Daha önce 100 liralık görüşme
için 55 lira vergi vardı. Şimdi ise 100 liralık görüşme için 70 lira vergi
ödeniyor’ diyerek, Maliye Bakanı insafa gelsin diye dua ettiklerini belirtti.
Bakan’ın açıklamasına göre; Türkiye, mevcut vergi oranları ile telekomünikasyon
sektöründe, en fazla vergi veren Avrupa ülkesi oldu.
Bunlar doğru yalnız telekomünikasyon sektöründe değil otomotivde de vergi
oranları yüksek. Üstelik otomobil vergilerinde, dünya birincisiyiz.
Yüksek vergilerin de etkisiyle, dünyada en pahalı benzin Türkiye’de satılıyor.
Yüksek vergiler nedeniyle sigara ve alkollü içki kaçakçıları, rekor hasılat
topluyorlar. Özetle, Ulaştırma Bakanı ve diğer bakanlar haklı, ancak ‘Maliye
Bakanı insafa gelsin de vergileri indirsin’ şeklindeki dualar, öteden beri
tutmuyor.
İşimiz duaya kaldıysa yandık!..
İLGİNÇ GERÇEKLER
Suudi Arabistan’da, bir kadın kocasına kahve yapmazsa bu boşanma nedenidir.
Bir köpekbalığı, 100 milyon damla deniz suyu içindeki bir damla kanı
hissedebilir.
Bir bardak taze şampanyanın içine bir kuru üzüm atarsanız, üzüm asansör gibi
bardağın altından üstüne, üstünden altına sürekli dolaşır.
Zürafalar, kulaklarını 53 santim uzunluğundaki dilleri ile temizler.
Fast food imparatorluğu McDonalds’ın kárının yüzde 40’ı, çocuk menüsü
satışlarından geliyor.
Günün sözü
Bir yengece, doğru yürümesini asla öğretemezsiniz.
Aristophanes
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|