|
Vergi sistemimiz ve AB ülkeleri
Şükrü Kızılot - skizilot@yaklasim.com - 05
Ekim 2005 Çarşamba - Hürriyet
AVRUPA Birliği’ne geçiş sürecinde, önem taşıyan konulardan biri de vergilerle
ilgili.
Yıllardır tartışma konusu olan vergi sistemimizi, AB ülkeleri ile
kıyasladığımızda, ciddi farklılıklar göze çarpıyor.
ORTAK ÖNLEMLER
Türkiye’de olduğu gibi, AB ülkelerinde de vergi alanında karşılaşılan en büyük
sorun, vergi kaçakçılığı ile ilgili. AB ülkelerini incelediğimizde, bu konudaki
ortak önlemlerin aşağıdaki gibi olduğunu farkediyoruz.
1- Vergi idaresi, diğer idari kurumlarla yakın bir ilişki ve eşgüdüm içinde
çalışıyor. Bu sayede, mükellefler hakkındaki bilgiler, vergi idaresince
kolaylıkla elde edilebiliyor. Türkiye, bu konuda henüz AB ülkelerinin gerisinde.
2- Vergi idaresi de dahil olmak üzere, tüm idari kurumlar bilgisayar sistemine
geçirilmiş. Böylelikle kurumlar arası bilgi akışı kolaylaştırılmış durumda.
Türkiye’de bu konuda da ciddi eksiklikler var.
3- Yanlış ya da eksik beyan veya kaçakçılık suçları için, ağır para ve hapis
cezası öngörülmüş. Bu cezaların ağır oluşu, caydırıcı bir etki yaratıyor.
Türkiye’de ceza sistemi ve uygulama, yeterince caydırıcı değil.
4- Vergi idaresinin kalifiye personel ihtiyacı karşılanmış ve bunlara başta
ücret olmak üzere gereken çalışma koşulları sağlanmış. Türkiye’de bu konuda
ciddi sorunlar yaşanıyor. Kalifiye personel, beklentilerini bulamıyor ve bir
süre sonra ayrılıp özel sektöre geçiyor.
5- Vergi ödemenin, bir yurttaşlık görevi olduğu bilinci ve vergi ahlakı, daha
ilkokul çağında çocuklara aşılanıyor. Bu nedenle, AB ülkelerinde vergi kaçırmak
yüz kızartıcı bir suç olarak kabul ediliyor. Türkiye’de bu bilinç yeterince
oluşmuş değil.
6- Ödenen vergilerin, hizmet olarak yurttaşa geri döndüğü, vergilerin gereken
yerlere sarfedildiği anlayışı yerleştirilmiş, toplumun ödediğinin karşılığını
alması isteği tatmin edilmiş. Türkiye’de yapılan anketlere göre; mükelleflerin
yüzde 97’si, ödediği vergilerin gereken yerlere sarfedildiğine inanmıyor.
7- Etkin bir denetim mekanizması oluşturulduğundan kişilerin servetindeki artış,
banka hesaplarının işleyişi vs. yakından izlenip, hesabı sorulabiliyor.
Türkiye’de ise, kişilerin servetindeki artışın (kamu görevlileri ve sınırlı bir
kesim hariç) sorulamayacağına ilişkin yasal düzenleme yapıldı (Bkz. 9 Ocak 2003
Tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 4783 sayılı Yasa).
CENNET-CEHENNEM
AB ülkelerinde de vergi kaçırmak mümkün. Ancak, bu ülkelerin vergi sistemine
göre; bir mükellefin beyan ettiği kazanç ile servetindeki artış
kıyaslanabiliyor. Örneğin 20 bin Euro gelir beyan eden bir mükellefin servetinde
100 bin Euroluk bir artış varsa, bunun kaynağı soruluyor, tatminkar açıklama
yapılamazsa, aradaki farkın cezalı vergisi alınıyor. Yalnızca AB ülkelerinde
değil, gelişmiş ülkelerin çoğununun vergi sisteminde yeralan bu uygulamanın,
Türk Vergi Sisteminde yeralmayışı, önemli bir eksiklik olarak göze çarpıyor.
AB ülkelerinin vergi sistemine bütünüyle gözatıldığında, iyi niyetli
mükellefleri ve düşük kazanç elde edenleri koruyan (örneğin en az geçim
indirimi, düşük oranlı vergi tarifesi, gider yazılabilecek harcamaların
kapsamının geniş tutulması gibi), buna karşılık vergi kaçıranları da kolayca
tespit eden ve ağır şekilde cezalandıran bir sistemin olduğu görülüyor. Ülkemiz
vergi sisteminde, bu tür düzenlemelerin yer almayışı da önemli bir eksiklik
olarak göze çarpıyor.
Sonuç olarak, vergi kaçıranlar için AB ülkeleri bir ‘vergi cehennemi’ iken
Türkiye’de adeta bir vergi cenneti!..
YARIN: AB’DE MÜKELLEFLERE YAŞAM HAKKI
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|