|
BİZE GÖRE
Eğitim giderlerinin beyan üzerinden indirimi
Veysi Seviğ - 13 Aralık 2006 Çarşamba - Dünya
Gelir Vergisi Yasası'nın 89'uncu maddesinin birinci fıkrasının 2 numaralı bendi
uyarınca gelir vergisi mükelleflerinin beyan edilen gelirlerinin yüzde 10'unu
aşmaması koşulluyla Türkiye'de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi
mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle
kanıtlanması halinde kendilerine, eşlerine ve küçük çocuklarına ilişkin olarak
yapılan eğitim ve sağlık harcamaları beyanname üzerinde indirim konusu
yapılabilmektedir.
Gelir Vergisi Yasası'nda yer alan çocuk tabirinden anlaşılması gereken nedir? Bu
konuda vergi yasalarında herhangi bir tanımlayıcı hüküm bulunmamaktadır.
Diğer yandan yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere eğitim harcamalarının
beyan edilen gelirden indirilmesi yüzde on oranı ile sınırlandırılmış
bulunmaktadır. Buna göre 2006 yılında 50.000.-YTL beyana tabi gelir elde eden
bir mükellef önümüzdeki yıl gelir vergisi beyannamesini verirken ancak bu
miktarın yüzde 10'u kadar bir kısmı, belgelendirmek koşulu ile indirim konusu
yapabilecektir. Eğer söz konusu mükellef çocukları için 2006 yılında toplam
18.000.-YTL eğitim harcaması yapmış bulunuyorsa, bu harcamanın ancak (50.000 x
0.10=) 5.000.-YTL'sini beyanname üzerinde indirebilecektir.
Bu durumda; söz konusu mükellef 50.000.-YTL'lik geliri için 12.690.-YTL gelir
vergisi ödemesi gerekirken, yapmış olduğu eğitim harcaması için ancak beyan
ettiği gelirin yüzde 10'u kadar indirim yapabileceğinden bu defa (50.000 -
5.000=) 45.000.-YTL üzerinden 10.940.-YTL vergi ödeyecektir. Bu durumda
kendisine tanınan vergi avantajının yapmış olduğu fiili ödemeye oranı da
yaklaşık yüzde 10 civarında olacaktır.
Yasal düzenleme gereği olarak söz konusu eğitim harcamasının Türkiye'de gelir
veya kurumlar vergisine tabi gerçek ve tüzelkişilerden alınacak belgelerle
kanıtlanması gerekmektedir. Bu durumda harç ve benzeri nitelikte yapılan
harcamalar söz konusu olanaktan yararlandırılmamaktadır. Oysa artık günümüzde
devlet okullarına yapılan bazı ödemeler de miktar olarak önem arz etmektedir.
Diğer yandan yasada yer alan "eğitim harcaması"nın kapsamı yeterince açık
değildir. Çünkü eğitim harcaması kapsamına her türlü kırtasiye, fotokopi noter
ve eğitim sırasında eğitim kurumuna zaman zaman yapılan ödemeler de girmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak eğitim veren okulların ülkemizde hemen
hemen hepsi bazı harcamaları gerçekleştirebilmek için öğrencilerinden para talep
edebilmekte ve alabilmektedir. Bu gibi harcamaların eğitim harcaması içersinde
kabul edilmesi gerekmektedir.
Gerçekte ister özel öğretim kurumlarında ve gerekse Milli Eğitim Bakanlığı'na
bağlı öğretim kurumlarında, öğrencilerden dönem içersinde eğitim ücreti dışında
kalan bazı parasal talepler olabilmekte ve hatta bu taleplerin yerine
getirilmemesi halinde öğrenci velileri üzerinde belli bazı baskılar
oluşturulmaktadır.
Günümüzde öğrencilerin okul kıyafetleri de eğitim harcamasının bir kısmı olarak
öğrenci velilerini mali açıdan zorlamaktadır.
Kanımızca eğitim için yapılan harcamaların tümünün beyan edilen gelirden indirim
konusu yapılması gerekmektedir. Ancak bu aşamada özel eğitim kurumlarına yapılan
ödemelerin yarısı veyahut da yüzde belli bir oranı olarak indirim yapılacak
kısma bir sınırlama getirebilir.
2007 yılı başından itibaren "Ücretlilerin Vergi İndirimi" uygulamasına son
verileceği hususu da dikkate alınacak olursa bu takdirde önümüzdeki yıldan
itibaren Gelir Vergisi Yasası'nın 89 maddesinde yer alan uygulamanın ücretliler
açısından önemli bir adaletsizlik yaratacağını kabullenmek gerekecektir.
Diğer yandan gelir Vergisi Yasası'nın 89'uncu maddesi ile sağlanan olanağın
yüksek öğrenimi kapsayıp kapsamadığı konusu yeteri kadar açık değildir. Bir
başka açıdan yasa maddesinin mevcut hali ile indirim konusu yapılabilmesi için
ilköğrenim eğitim giderlerini mi yoksa yaşın mı kıstas alınacağı belirsizliği
ifade etmektedir. Bu bağlamda "Maddeden vergi mükellefi olan yetişkin kişinin
ilköğrenim yapması halinde eğitim giderlerinin indirim konusu yapılabileceği
anlaşılmaktadır. Buna mukabil aynı mükellefin yetişkin çocuğunun eğitim giderini
indirim konusu yapamaması, önemli bir çelişki olarak karşımıza çıkmaktadır.
Eğitim harcamalarının gelirden indirilmesi veyahut da beyanname üzerinde indirim
konusu yapılabilmesi, ülkemizin eğitim düzeyinin gelişmesine katkı sağlayacak
bir düzenleme olarak kabul edilmeli ve yasal düzenleme bu önemli olgu dikkate
alınarak yapılmalıdır.
Not: Konuya ilişkin olarak daha fazla bilgi için bakınız: İstanbul Yeminli Mali
Müşavirler Odası tarafından yayımlanan Mali Mevzuat Platformu, 15 Eylül 2006 Sf:
30-33.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|