|
Vergi kayıp ve kaçakları
Veysi Seviğ - 07 Temmuz 2007 Cumartesi -
Referans
Basına yansıyan bilgilere göre vergi denetimi ile görevli elemanların yaptıkları
denetimler sonucunda tespit ettikleri beyan dışı kalmış dolayısıyla
vergilendirilmemiş gelir ve kazanç miktarları her yıl katlanarak artmaktadır. Bu
durum ülkemizde mükelleflerin Anayasal vergi ödeme görevini yerine getirme
aşamasında yeterince titiz davranmadıklarını göstermektedir.
Mükelleflerin bir bölümü vergi ödemeyi gereksiz bir işlem hatta külfet olarak
görmektedir. Bu bağlamda daha az vergi ödeyebilmek için kendilerine göre bazı
yöntemleri de uygulamaktan da kaçınmamaktadırlar.
Yaklaşık 30 yıl önce Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanı olarak görev yaptığımız
sıralarda karşılaştığımız bir olay gerçekten bazı mükelleflerin bu konuda ne
kadar becerikli olduğunu adeta kanıtlar nitelikte bir örnek oluşturmuştur. Şöyle
ki;
Tarımsal üretim açısından önde gelen bir ilimizde bir un fabrikasında kullanılan
elektrik enerjisine nazaran az üretim yapılmış olması dikkatimizi çektiği için
söz konusu fabrikayı çalıştıran mükellef kayıtlarını incelemeye tabi tutmuştuk.
İnceleme sırasında fabrikanın tükettiği elektrik enerjisine göre üretmesi
gereken un miktarının yaklaşık üçte biri miktarında un üretmesi konuyu vergisel
açıdan dikkat çekici hale getirmiş olduğundan ilk aklımıza gelen üretimi
gizlediği ve bu bağlamda da gizlemiş bulunduğu üretimi kayıtdışı belgesiz
sattığı yönde oluşan kuşkularımız, bizi bu yönde arayışa yönlendirmişti.
Yaptığımız tüm çalışmalarda fabrikanın herhangi bir açıktan satışına ve
dolayısıyla üretimine yönelik herhangi bir bulguya ulaşamamış olmamız bir an
bizi zor durumda bırakmıştı.
Kuşkularımızı giderebilmek için yapmış olduğumuz özel deneme üretimlerinde de
fabrikanın benzer nitelikte yüksek miktarda enerji tüketmesi bu konudaki
sıkıntılarımızı daha da artırmıştı.
Arayışlarımız ve çalışmalarımız sürerken bir hafta sonu fabrikanın bulunduğu
yerden yaklaşık 35-40 kilometre uzaklıktaki bir köye gezmeye gittik. Köy
kahvesinde köylülerle söyleşi yaparken tüm köy halkı fabrikayı işleten mükellef
hakkında bize övgü dolu sözler söylemeleri merakımızı bir kat daha artırmıştı.
Konuşmalarımız sırasında köyün ileri gelenleri bir ara uzman bey köyümüz onun
sayesinde elektriğe kavuştu diye konuşunca konu bizim açımızdan aydınlanmış
oldu.
Köylülerin anlattığına göre fabrika sahibi fabrikasından bu köye ve yine aynı
civarda bir başka köye hat çekerek elektrik kullandırıyor ve elektrik
idaresinden sanayide kullandığı elektriği düşük fiyatla alıp yüksek fiyatla
köylülere satarak bir taşla iki kuş vuruyordu.
Her iki köye fabrika çıkışında koymuş olduğu elektrik saati üzerinden vermiş
bulunduğu elektrik miktarını ölçerek ayda bir köye elektrik borcunu bildirerek
muntazam olarak alacağını tahsil eden fabrika sahibi bu işten fabrikadan
kazandığı paradan daha çok kazanıyor, buna karşılık elektrik idaresine ödemiş
bulunduğu fatura bedellerini de fabrikaya gider olarak yazmak suretiyle kârını
düşük gösteriyordu.
Tatil gününü izleyen ilk iş günü fabrika sahibi ile kısa bir görüşme yaptıktan
sonra kendisine neden bu kadar çok elektrik sarfiyatı olduğunu sorduğumda
beyefendi ben de bu konudan şikayetçiyim herhalde fabrikamda bir kaçak var
diyerek bana cevap vermiş olması ise onun bu konuda ne kadar pişkin olduğunu
gösteriyordu.
Ben fabrika sahibine bir gün önce tespit ettiğim elektrik saatinin yanına
götürerek bu ne diye sorduğumda, yemin billah ederek ben bunu bilmiyorum, bunu
fabrika bekçisi yapmış derken, gözlerinden yalan söylediğini anlamak hiç de zor
olmuyordu.
Yaşça büyük olan fabrika sahibinin bizi aldatmaya yönelik söylemlerini
dinledikten sonra, kendisine bu işin bilinçli olarak kendisi tarafından
yapıldığını, bunun sonucunda hem vergi kaybına neden olduğunu ve hem de o
günlerde geçerli olan mevzuat gereğince suç işlediğini anlatarak hakkında kanuni
işlem yapılacağını açıkladığımızda bize vermiş olduğu yanıt da gerçekten ilgi
çekiciydi. Çünkü bu kişi bize iki kelime ile konuya ilişkin görüşünü
açıklıyordu. Bu iki kelime “Seni sürdürürüm” oldu.
O kişi bizi hukuki statümüz nedeniyle sürdüremedi. Hakkında gerekli yasal
işlemler yapıldı, hatta yargılandı. Mahkumiyet kararı da çıktı. Ancak mahkumiyet
kararını çekmeden yine o yıllarda çıkan af yasası kapsamında kaldı.
Yıllar geçti, vergi kayıp ve kaçaklarında artık geliştirilmiş teknikler
kullanılıyor. Ancak gelişen teknolojinin de yardımı ile beyan dışı kalan
matrahlar artık beyan edilen matrahları aşmaya başladı.
Sistemin yanlışlığı, denetimlerin yetersiz kalması, ağır işleyen yargı vergi
kayıp ve kaçaklarının önüne geçilmesine engel oluşturduğundan bu tür eylemler
her geçen gün çeşitlenerek artıyor.
Vergi kayıp ve kaçaklarının azaltılabilmesi için yeni bir anlayışın ve bu
anlayışla örtüşen bir hukuki yapının oluşturulması artık zorunlu hale gelmiş
bulunuyor. Aksi takdirde vergi gelirlerinin yetmezliği bir yandan kamu
hizmetlerinin kısılmasına diğer yandan ekonominin riskli hale gelmesine neden
oluyor.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|