|
Saden Aren Hoca'yı tanıdınız mı
Veysi Seviğ - 22 Mart 2008 Cumartesi -
Referans
Bundan 30-40 yıl önce hukuk, iktisat, işletme ve muhasebe eğitimi alan
üniversite mezunlarının gözde meslekleri Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)
uzmanlığı, Hazine Müsteşarlığı'nda meslek memuru olma, Maliye müfettişliği,
hesap uzmanlığı, gelirler kontrolörlüğü, gümrük müfettişliği gibi sınavla
girilen kariyer yapma olanağı olan çalışma alanlarıydı.
Bu mesleklere girebilmek için önce yazılı yapılan bir dizi sınavı başarı ile
geçmek gerekiyordu. Tüm bu sınavlarda "iktisat" biliminde başarılı olabilmek
için geçen günlerde kaybetmiş olduğumuz Sadun Aren ile daha önce kaybetmiş
olduğumuz iktisada farklı bir bakış açısı olan Sabri Ülgener'in ve Semi Üstünel
hocalarımızın kitaplarını okumak ve çalışmak gerekiyordu.
Sadun Aren Hoca'yı ben önce kitaplarından tanıdım. Kolay okunabilen, iktisadı
sanki okurken insanın beynine yerleştiren bir ustalıkla yazılmış kitabı, 100
soru dizisinde yayımlanmış bulunan çalışması o dönemin sınava hazırlanan
öğrencileri için temel kaynak niteliğindeydi.
O dönemlerde mesleki giriş sınavlarında başarı gösterenlerin hemen hemen hepsi
Sadun Hoca'nın çalışmalarından yararlanmıştır.
Ben hesap uzman yardımcısı olduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler
Fakültesi'nde "Hoca"yı tanıma fırsatı buldum.
Sadun Hoca her şeyden önce mükemmel bir insan, bir hoca ve yine mükemmel bir
iktisatçıydı. Onu dinlerken veya kendisi ile konuşurken hayranlık duymamak elde
değildi.
Hoca, olayları çok iyi analiz eder, kısa ve öz, buna karşılık karşısındakinin
kolayca anlayabileceği şekilde değerlendirirdi.
1922 yılında Erzurum'da dünyaya gelmişti. 1944 yılında Siyasal Bilgiler
Fakültesi'nde asistan olmuş, 1960 yılında DPT'ye danışman olarak atanmış, 1965
yılında Türkiye İşçi Partisi'nden İstanbul Milletvekili seçilmişti.
Sadun Aren İstanbul Milletvekili olarak partisi adına yaptığı konuşmalarla
dikkatleri üzerinde toplamıştır. Gerçekte onun özellikle ekonomik konularda
yapmış olduğu özlü konuşmalar başlı başına birer iktisat dersi niteliğindedir.
Bir başka açıdan hocanın TBMM'de yapmış olduğu konuşmalar dikkatlice
izlendiğinde tüm söylediklerinin zaman içerisinde aynen gerçekleştiği görülür.
Sadun Hoca, eğitimci olarak öğrencilerine iktisat öğretmek, iktisadı öğretirken
de öğrencilerinin konuyu ezberleyerek değil bilerek ve anlayarak öğrenmelerine
özen gösteren bir örnek bilim adamıydı.
Siyasi yaşamında hep sömürünün ve aldatmanın karşısında durmuş, hiçbir vakit
bilgisini kendi çıkarına kullanmamıştır.
Bana göre hocayı sadece siyasi bir simge olarak görmek doğru değildir. O her
şeyden önce bir bilim insanıydı. Hayatının önemli bir bölümünü gençlerin
yetişmesine adamıştı. Ancak kapitalizmin kendi içerisindeki mevcut çelişkilerini
görebildiği için olayın siyasi olarak da bir mücadeleyi gerektirdiğini düşünmüş
ve bu nedenle de İşçi Partisi'nden parlamentoya girmeyi denemiş ve bu
denemesinde de başarılı olmuştu.
Hoca yaşamı boyunca haksızlıklarla ve yasadışı davranışlarla karşı karşıya
kaldı, tutuklandı, yargılandı ve cezaevine kondu. Ancak o bir abide gibi tüm
haksızlıkların karşısında dimdik ayakta kalmayı başardı.
Sadun Hoca; hocam, meslektaşım Öztin Akgüç üstadımızın da ifade ettiği gibi
düzgün bir insan olmanın bedelini ödemiştir.
Tutuklanan, 12 Mart ve 12 Eylül dönemi işkencelerini gören ve bilen, o
dönemlerin bedelini en ağır ödeyen, her dönemde haksızlığa uğrayan, ancak tüm
bunlara karşı "Sadun Hoca" olarak bilinen ve anılan Aren'e göre kim neyi
savunursa savunsun "iyi insan olmak ne demek" sorusuna her zaman "kendisine ve
başkalarına aynı derecede, en üst düzeyde saygı duyan insan" yanıtını vermiş ve
hayatı boyunca bu yanıtından hiçbir biçimde sapma gösteren bir davranışta
bulunmamıştır.
Sadun Hoca yazdığı bir kitap için tutuklanmıştır. Gerçekte "Ekonomi Dersleri"
kitabı hocanın tutuklu olduğu dönemde kaleme alınmıştır. Kitap teknik nitelikte
bilimsel analize dayanmasına rağmen büyük bir olasılıkla kitabı o dönemde
inceleyenler kitapta suç unsuru bulmuş olacaklar ki o kitap nedeniyle hoca bir
defa daha tutuklanmıştır.
Gerçekte Sadun Hoca kısaca ve öz olarak bir yazıda da belirtildiği gibi iktisadı
öğrencilerine, iktisadi konuları ve analizleri de kendisini dinleyenlere şiir
gibi sunardı.
Hoca artık aramızda yok. Ancak ondan iktisat öğrenen binlerce insan var.
Öğrencileri Sadun hocalarını hiçbir vakit unutmayacaklar.
Prof. Dr. Yakup Kepenek'in ifade ettiği gibi "Eytişimsel (diyalektik) yöntemin
ve toplumsal evrimin bilincinde olan, küresel gelişmeleri yakından izleyen ve
yorumlayan Aren, solun yazgısını yeniden yazmaya çalışanlara umudunu hiç ama hiç
yitirmeden, yaşamının sonuna kadar yol gösterici" olmuştur.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd. Şti -
Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz. |