|
BİZE GÖRE
Yurtdışında elde edilen gelirlerin
Türkiye'de beyanı
Veysi Seviğ - 24 Ekim 2005 Pazartesi - Dünya
Yurtdışında faaliyet gösteren bankalarda bulunan mevduat hesaplarına yürütülen
faizlerin beyanı ile ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlıklar her geçen gün
artmaktadır. Bu bağlamda özellikle yurtdışında elde edilen bu tür gelirlerin
Türkiye'ye getirilmemesi halinde vergilendirilemeyeceği yönünde oluşan görüşler
tartışmalara neden olmaktadır.
Gelir Vergisi Yasası'nın 85'inci maddesi uyarınca mükelleflerin bir takvim yılı
içinde elde ettikleri kazanç ve iratlarını söz konusu yasada aksine hüküm
olmadığı sürece yıllık beyanname ile beyan etmek zorundadırlar. Yabancı
ülkelerde elde edilen kazanç ve iratlar ise;
. Mükellefin bunları Türkiye'de hesaplarına intikal ettirdiği yılda,
. Türkiye'de hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki
sebeplerden ileri geldiği tevsik (kanıtlanan) olunan hallerde; mükellefin
bunlara tasarruf edebildiği yılda,
elde edilmiş sayılmaktadır.
Yasal düzenleme gereği yurtdışında elde edilen bu tür kazanç ve iratların
Türkiye'deki hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki bir
nedenden kaynaklanması gerekmektedir.
Mükellefin bu bağlamda ortaya çıkan olumsuzluğu da ayrıca kanıtlaması yasal
düzenleme gereği zorunlu olmaktadır.
Burada üzerinde durulması gereken en önemli konu; mükellefin iradesi dışında
ortaya çıkan ve söz konusu gelirin tasarruf edilebilmesini engelleyen unsurların
tespitidir.
Her şeyden önce eğer söz konusu gelir tasarruf edilebilir hale gelmiş, buna
karşılık mükellef kendi iradesi ile hesap üzerindeki tasarruf hakkını
kullanmamış ve dolayısıyla bu gelirini Türkiye'ye getirmekten kaçınmış
bulunuyorsa bu durum yapılması gereken beyanı olumsuz etkileyecek bir davranış
olarak kabul edilemez.
Konuya ilişkin olarak yayımlanan 220 seri numaralı Gelir Vergisi Genel
Tebliği'nde de açıklandığı üzere "...yabancı ülkede elde edilen gelire hukuken
ve fiilen tasarruf edilebildiği halde, iradi olarak Türkiye'ye getirilmemesi
durumda bu gelirin tasarruf edildiği yılın geliri olarak, beyan edilmesi"
gerekmektedir. Dolayısıyla hukuken ve fiilen tasarruf edilebilir hale gelen bir
gelirin Türkiye'ye getirilip getirilmemesi konusunda mükellefin kendi iradesi
etkili olmuş ise bu takdirde gelirin elde edildiği veyahut da tasarruf
edilebilir hale geldiği yılda Türkiye'ye getirilmemiş olsa bile beyan edilmesi
zorunludur.
Bu bağlamda oluşan bir yargı kararı uyarınca da "...yurtdışındaki finans
kuruluşlarından elde edilip, hukuken ve fiilen tasarruf edilebildiği halde sırf
Türkiye'deki hesaplara intikal ettirilmemesi nedeniyle vergilendirilmemesinin
kabul edilmesi mümkün değildir. (Danıştay 4. Dairesi E. No: 2003/2118, K.No:
2004/673)
Yurtdışında oluşan bir gelirin elde edildiği ülkede mahkeme kararı ile bloke
edilmesi, veyahut da kullanımının yasaklanması halinde acaba durum nasıl
değerlendirilecektir?
Burada söz konusu gelirin Türkiye'ye getirilmesi fiilen olanaksız hale gelmiş
bulunmaktadır. Dolayısıyla kişisel kanımıza göre söz konusu kısıtlılık hali
devam ettiği sürece bu gelirin Türkiye'de beyanı söz konusu olamayacaktır. İşte
bu gibi hallerde mükellefin bu geliri fiilen tasarruf edebileceği tarihe kadar
beyan yükümlülüğü söz konusu olamayacaktır. Mükellefin iradesi dışında söz
konusu gelirin Türkiye'ye getirilememesi hali değişik şekillerde tezahür
edebilir (oluşabilir).
Acaba yurtdışında elde ettiği bir geliri fiilen Türkiye'ye getirmeye teşebbüs
eden bir kişinin beraberinde taşıdığı para çalınırsa veyahut da paranın
içersinde bulunduğu çanta kaybolursa durum ne olacaktır?
Bu durumda lehine tahakkuk eden paranın yabancı ülkede ilgili kurumdan tahsil
edilmesi halinde, bu paranın çalınmış veyahut da kaybolmuş olması beyan etme
zorunluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.
Yasa koyucu "Yurtdışında elde edilen gelirin, elde edildiği yılda Türkiye'ye
getirilerek kayıtlara intikal ettirilmesini öngörmüş bulunmaktadır. Bu bağlamda
yurtdışında elde edilen kazançlar üzerinde hukuki ve ekonomik yönden tasarruf
hakkının doğması ile birlikte, Türkiye'ye getirilebilmesi olanağı doğmuş olması
sonucunda, bu gelirlerin Türkiye'de beyan edilmesi gerekmektedir.
Geliri elde edenin kendi iradesi ile Türkiye'ye getirilmeyen yurtdışı gelirlerin
bu bağlamda beyanı zorunlu olmaktadır. (Daha fazla bilgi için bakınız: Danıştay
Dördüncü Dairesi E.No: 2004/1429, K.No: 2005/498) (x)
(x) Her iki yargı kararı Süryay Yayınları Danıştay Kararları 1/A cildi içersinde
yer alan 2005/3 kararları arasında bulunmaktadır.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|