|
Vergi Denetiminde Siyaset Gölgesi
Yahya Arıkan - TÜRMOB Genel Başkan
Yardımcısı ve İSMMMO Başkanı - 28 Aralık 2006 Perşembe
Maliye Bakanlığı, vergi incelemelerinde mevzuat yetersizliği nedeniyle denetim
elemanlarının “Gelir ya da Harcamanın Kaynağını” araştıramaması üzerine, yeni
bir vergi güvenlik sistemi getirmeye hazırlanıyor. Bu çerçevede hazırlanan ve
Meclis’e sevk edilen Gelir Vergisi Kanunu’nda değişiklik tasarısıyla daha önce
kaldırılan 93’üncü madde yeniden düzenlenerek sisteme yeni bir oto kontrol
müessesesi getiriliyor. TÜRMOB Başkan Yardımcısı ve İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan,
bu düzenlemeyle vergi denetiminde siyasal tercihlerin etkili olabileceğini
belirterek buna yol açılmaması gerektiği uyarısını yaptı.
Maliye Bakanlığı’nca yapılacak ön araştırmalar
sonucunda; beyan ettikleri gelir ile harcamaları arasında uyumsuzluk tespit
edilenlerden “Yıllık özel gider bildirimi” istenebilecek. Bakanlık bu yetkisini,
ön araştırmalara göre belirleyeceği kişiler için kullanacak. Örneğin, mükellef
zarar etmiş ya da çok az vergi ödemişse ama aynı zamanda çocuğunu özel okulda
okutuyorsa bu harcaması gösterge olabilecek.
Ancak özel gider indiriminin bu haliyle
yasalaşması Vergi idaresi’nin “Harcamalarının kaynağını sorgulamaya başladık,
üzerlerine gideceğiz” yollu demeçler verme olanağı sağlamaktan öte bir anlam
taşımıyor. Çünkü;
1- EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI: Bu madde ile harcamaları ile dikkat
çekmeyenlerin veya tasarrufu geliri ile orantılı olarak artmayanların üzerine
gidilme yolu açıkta kalıyor. Madde bu haliyle, herkes için gider bildiriminde
bulunulması yükümlülüğünü öngörmemesi nedeniyle eşitlik ilkesine ve dolayısıyla
Anayasa’ya aykırıdır.
2- KAYIT DIŞINA ENGEL DEĞİL: Üstelik bu maddenin gelirlerini tamamen
gizleyen ve mükellef olmayanlara, bir başka deyişle tamamen kayıt dışında
bulunanlara uygulanma olanağı yoktur. Dolayısıyla bu maddenin kayıt dışı ekonomi
ile mücadele aracı olduğu söylenemez.
3- SEÇİM YATIRIMI YAPILIYOR: Bu bildirim yükümlülüğünün, bütün Gelir
vergisi mükellefleri ile sermaye şirketlerinin bütün yönetim kurulu üyeleri için
öngörülmesi ve zorunlu kılınması gereklidir. Böylesi önemli bir bildirimin
alınmasının idarenin takdirine bırakılması, keyfi ve siyasi içerikli uygulamalar
yapılabilmesine de olanak hazırlamıştır.
İdarenin takdirine bırakılan bu yükümlülüğün 01.01.2007 sonrası için
uygulanabileceğinin öngörülmesi, uygulamanın başlangıcının en erken 2007
gelirlerinin beyan tarihine, bir başka deyişle 15 Mart 2008 tarihine ertelenmiş
olduğunu göstermektedir. 2006 yılında kayıtlı geliri ile uyumlu olmayan
harcamalarda bulunanlar, böylece kapsam dışı bırakılmaktadır.
4- TASARRUF DİKKATE ALINMIYOR: Hiç bir sistemde tasarruf artışlarını
dikkate almaksızın sadece harcamalara bakılarak geliri kavramak mümkün değildir.
Bu nedenle Tasarıda oto kontrol müessesesi olarak öngörülen bu düzenlemenin,
hele bu haliyle, başarılı olabilme şansı yoktur.
ÖNERİLER
Maliye Bakanlığı’nın “Gelir ya da Harcamanın Kaynağını” sorabilmesi ve kayıt
dışının üzerine gidebilmesi için;
1- Beyaz bir sayfa açılarak “Nereden Buldun” düzenlemesi yapılarak, kazancın
kaynağı sorulmalıdır. “Nereden buldun” sorusu doğrudan servetin kaynağını
sorgulayan yöntemdir. “Harcamalar ile beyan neden uyuşmuyor” sorusu ise gerçek
dışı beyanı sorgulamaktadır.
İkisi de kayıt dışı gelirlerin ve kayıt dışı servetin üzerine gitmeye yarar.
Ancak, yapılacak sorgulamanın keyfi ve mükellef seçme modeli nedeni ile adil
değildir.
2- Bankalar 5 bin YTL’ sinden büyük tutarda nakit kabul etmemeli, nakit ödeme
yapılmamalı, kamuda ve özel sektörde bu büyüklüğün üzerindeki ödemeler ancak çek
ile veya banka hesabından havale ile yapılabilmelidir.
3)-Vergi güvenliği ile ilgili müesseselerden mahrum bırakılan Gelir Vergisi
Yasası bu müesseseler açısından tekrar gözden geçirilmelidir. Hukuki düzenleme
yapılarak, alt yapı kurulursa, fiiliyatta uygulanmaya çalışılan yasal olmayan
denetim teknikleri ile mükelleflere adeta salma yapma alışkanlığından ve
keyfiliğinden de idare kurtarılmış olacaktır. Ayrıca Bakanlık yetkililerince
ifade edilen “ön inceleme” “ön değerlendirme” gibi objektif hiç bir kritere
bağlanmayan, tamamen inceleme elemanlarının takdir ve bakış açısına göre
değişebilecek keyfi ve hukuki dayanağı olmayan inceleme teknik ve yöntemlerinin
kullanılması yerinde değildir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti - (0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|