Türk Aydınlanmasının 85’inci Yıl Dönümü : 29 Ekim 1923’ten 29 Ekim 2008’e

 

13.10.2008

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulup, ilan edildiği gün; parçalanan Osmanlı İmparatorluğu küllerinden yeni bir Türk devleti yaratılır. Gelişmiş olarak nitelenebilecek toplumların düzeyine ulaşma hedefine kilitlenmiş pekçok alanda devrim yapılır ve bir devrim özelliğinde yasalar çıkarılır. Türkiye Cumhuriyeti artık hilafetle yönetilmeyecek, herkese aynı eşitlik ve uzaklıkta duran yasaları olacaktır. T.C. laik ve sosyal bir hukuk devleti olacaktır. Eğitim ve öğretimi tek bir merkezden “Milli Eğitim Bakanlığı" tarafından planlanıp, yürütülecek;devletin dili Türkçe, yazısı Latin harfleri ile yapılacaktır. T.C. sınırları içindeki kadınların seçme ve seçilme hakları olacak; erkek kadın ayırımını ortadan kaldıran uygulamalar başlayacaktır. Takvim, giyim kuşam, ağırlık ölçüleri vb.Batı (gelişmişlik anlamında) ülkelerinin uygulamalarıyla benzerlik gösterecek; gelişmişlik gösteren ülkelere, eksiği bulunan alanda gençler gönderilerek eğitilmeleri sağlanacaktır. Hemen hemen pekçok sosyal, fen ve sağlık alanlarında gençler bir ya da iki yıllığına yurtdışı eğitimine gönderilecek, döndüklerinde eğitim gördükleri alanlarda çalışmalara başlayacaklardır. Bir dinsel kurum anlayışı içinde kurulmuş yükseköğretim kurumları çağdaş üniversite kimliği kazanacak; özellikle Almanya’da bilim insanlarına karşı gösterilen olumsuz baskılardan kaçan üniversite öğretim üyelerine kapılarını açacak, onları Türkiye’ye davet eden girişimlerde bulunacaktır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin hedefi çağdaş bir toplum olmak, ileri toplumlar düzeyine ulaşmaktır.

T.C. yurtdışına öğrenci gönderdiği dönemde; hem Osmanlı devletinin borçlarını üstlenmiş, hem de bir liralık dışsatımdan yoksun durumdadır. Ama, Kurtuluş Savaşını yaşayan Anadolu, Trakya halkı; Atatürk’ün belirlediği çağdaş Türkiye ilkelerine ulaşmak adına onurlu duruş ve dayanmanın gücünü bilmektedir. Çünkü, lider olan Atatürk, Daha Kurtuluş Savaşı yaşanırken (1921) ilk Ulusal Eğitim Kongresi’ni toplamış, Türkiye’nin gelecekteki eğitim sorunlarının çözüm yollarını aramıştır. Dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiş bu tutum ve davranış T.C.’nin eğitime verdiği önemin çok ama çok önemli bir göstergesidir.

Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu, Halkevleri kurularak toplumun sosyal ve kültürel yanı desteklenmiş; bu kurumların yanında, Köy Enstitüleri ile dünyada eşi benzeri görülmeyen bir eğitim harikası kurum yaratılmıştır. Ülkenin % 80’i aşkın bir kesimi köylerde yaşamaktadır ve bu nüfusun büyük bir kesimi okuldan yoksun bulunmaktadır. Okul köylerine de ilçe ve illerde yaşayan öğretmenler gitmek istememiştir. Köy Enstitüleri, köylerde yaşayan çocukların, bu Enstitülerde eğitilip, yeniden köylere eğitmen, sağlık elemanı ve tarım elemanı olarak dönmelerini sağlamıştır.

Batının 8-14’üncü yüzyıllarda yoğun biçimde yaşadığı kilise ve ruhban kesimin olumsuz ve toplumları geriye götüren etkisini; Mustafa Kemal Atatürk, ileri görüşlülüğü ile T.C. kuruluşu aşamasında yasa ve devrimleriyle bir bir kırmaya ve yıkmaya başlamıştır.

Batı aydınlanmasının parolası, ünlü Alman filozofu Kant’ın deyimiyle, “Kendi aklını kullanma cesareti göster!" biçiminde belirlenmiştir.T.C.’nin temeli ve öncelikli amacı da, düşünen, başka düşünceleri eleştirebilen, karar verebilen, düşüncelerini ifade edebilen eğitimli bir toplum yaratmaktır. Hem kısa sürede, hem de hemen bütün alanlarda bu anlayış ve düşünce biçimi yaygınlık kazanacaktır.

Bu anlayış ve düşüncenin mimarı Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Bugün Atatürk’ün izinde olmak; bize emanet edilen, yaşadığımız demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti anlayışını, güçlendirerek gelecek kuşaklara aktarmak, gelişmiş ülkeler içinde daha üst sıralara çıkmak demektir. Atatürk’ün izinde olmak, Ortaçağ karanlığı saçan, çağdaş eğitimi yoksayan, bireyleri birer kul – köle durumuna getirmek için çaba harcayan anlayışa, bu anlayışın yayılmasını destekleyen kurum ve kuruluşlara karşı bilinçli ve uyanık duruş sergilemek demektir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 85’inci kuruluş yıldönümü hepinize kutlu olsun.

Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmanın onur ve gururunu hep birlikte doya doya yaşayacağımız daha nice 29 Ekimlerde benzer coşkuların yaşanması dileklerimle.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti - Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz !

 

Yahya Arıkan

 

Okunma: 694

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Türk Aydınlanmasının 85’inci Yıl Dönümü : 29 Ekim 1923’ten 29 Ekim 2008’e