Çekler Renkleniyor, Denetim Artıyor

 

30.04.2010

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

Çekler Renkleniyor, Denetim Artıyor

Yahya Arıkan - İstanbul SMMM Odası Bşk. malicozum@ismmmo.org.tr - 30 Nisan 2010 Cuma - İstanbul

Türkiye’de ticari yaşamın üzerinde en çok konuşulan uygulamalarından biri kuşkusuz “çek”lerle ilgilidir.  Özellikle “karşılıksız çek”e hapis cezası olması konuyu sürekli gündemimizde tutmuştur. Bugün cezaevlerinde resmi olmayan rakamlara göre 2 bini aşkın kişi bu konudaki ihtilaf nedeniyle tutukludur.

Karşılıksız çekin ‘içerideki’ mağduru, durumu;hile ve dolandırıcılık gibi bir suç unsuru bulunmadıkça, çeklerin ödenmemesi ‘ekonomik suç’ değil, ‘ekonomik sonuçtur” diye tanımlarken, tahsilat yapamayan ‘dışarıdaki’ mağdur, hukukçular ve sanayiciler ise bu konuda çok farklı görüş açısına sahiptirler.

Bir de bu tartışmaların üzerine özellikle “hamili çekte” devletin “kara para aklanması ve terörün finansmanı” gibi ağır kaygıları devreye girince “çek konusu” 20 Aralık 2009 günü Resmi Gazete’de yayınlanan 5491 sayılı yasa ile yeni bir mecraya taşınmıştır.

Ve sayın okurlarım 3167 sayılı Çek Yasası’nı yürürlükten kaldıran bu gelişme önümüzdeki günlerde ticari hayatımızda yeni uygulamalar getirecektir.

İşin en “renkli” boyutu olarak “hamili çeklerin yakında renkleneceğinin” ipucunu vererek konuyu analiz edelim.

Çözüm arayışları

Yeni Çek Yasası’nın temel özelliği çeklerin bundan böyle güvenilir bir ödeme aracı olmasını sağlamaktır. Ancak uygulamada özellikle “hamiline çek” vergi denetiminde vergi yönetimine güçlükler çıkarmakta, bu çekin nakit gibi dolaşımı, işlemler zincirinin yani kayıt dışı işlem sürecinin izlenilmesini imkansız hale getirerek, kara para aklamasında ve terörün finansmanında etkili rol oynamaktadır. Buna göre; bu iki sorun da uluslararası nitelik taşımakta, ticari işlemleri sorunlu hale getirmekte ve hamiline çek uluslararası sözleşmelerde de risk oluşturmaktadır.

İşte bu nedenle Cenevre Yeknesak Yasası'na titizlikle uyularak hamiline yazılacak çeklerin renklerinin ve boyutlarının diğer çeklerden ayırt edilebilecek şekilde farklı ve hamiline çeklerin ayrı bir çek hesabıyla çalışması ile ilgili özel düzenleme yapılması ilke olarak benimsenmiştir.

Bu bağlamda bankanın hamiline çek hesabının hareketlerini dönemsel olarak Gelir İdaresi Başkanlığı'na bildirmesi gibi düzenlemelere çek yasası içinde yer verilmesi de düşünülmüştür.

Bu çerçevede emre veya nama yazılacak çeklere ilişkin çek yapraklarının hamiline düzenlenmesi halinde de benzer ortamın hazırlanması gibi düzenlemelere yasa maddeleri içinde yer verilmesi öngörülmüştür.

Çek hesabı ilgilinin, vekilin veya yasal temsilcisinin imzası olmadan açılamayacaktır. Çek hesabı talebinde bulunan kişinin, bu konuda yasaklı durumu sorgulanacak ve her defasında tacir, esnaf ve sanatkâr olup olmadığına bakılacak ve bankaya yazılı beyanda bulunulacaktır. Tüzel kişiler adına verilecek beyannamede ayrıca, tüzelkişinin yönetim organında görev yapan, temsilcisi olan veya imza yetkilisi olan kişilerin çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmadığı da belirtilecektir.

Bir tüzel kişinin çek hesabı olabilmesi veya mevcut hesabından çek defteri alabilmesi için yönetim organında görev yapanların, temsilcisi olanların veya imza yetkilisi olan kişilerin haklarında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmaması gerekmektedir.

Bütün tüzel kişiler ve sermaye şirketleri, şimdi bu organ veya görevlerde bulunanların durumlarını gözden geçirmek zorundadır.

Karşılıksız çıkan çekin sahibinin tüzel kişi olması halinde, bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü tutulmuşlardır. Bu düzenlemeye göre karşılıksız çek sorumluluğu, mali işlerden sorumlu yönetim kurulu üyesi varsa o, yoksa bütün yönetim kurulu üyeleridir. Burada yönetim kurulu üyesinin şirketi temsile yetkili olup olmadığı ayrımın yapılmaması ise yanlış bir uygulama olacaktır.

Karşılıksız çıkan çeklerde bankaların sorumluluğu yeni yasa ile 600 TL ile sınırlı tutulmuştur. Bu tutar her yıl TÜİK fiyat endekslerine göre değişecektir.

Ayrıca bankalar bastıracakları yeni çek defterlerini 1 Temmuz 2010 tarihine kadar müşterilerine verecek, eskileri ise imha edeceklerdir.

“Eski memurlara ikramiye” davasız çözülmeli


Bir süre Emekli Sandığı’na tabi memur olarak çalışıp, emekli olduğu tarihte memur olarak çalışmayanlara, “emekli olduklarında ikramiye ödenmemesi” konusundaki haksızlık hâlâ sorun olmaya devam ediyor.

Örneğin, 24,5 yıl memurluk yaptıktan sonra 6 ay SSK’lı olarak çalışıp, emekli olanlara memurlukta geçen süreler için emekli ikramiyesi ödenmemekteydi.

Anayasa Mahkemesi, 5 Şubat 2009’da “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve...” ibaresini iptal ederken kararın Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe gireceğine hükmetmişti. Ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı 5 Haziran 2009’de Resmi Gazetede yayımlanınca iptal kararının 5 Haziran 2010’da yürürlüğe girmesi kesinleşti.

Danıştay ise konuya ilişkin süren uyuşmazlıklarda konu edilen işlemin yasal dayanağının kalmadığı görüşüyle, zaten iptal hükmünü dikkate alıyor.

Şimdi çok sayıda emekli, aradan 10 ay geçmesine rağmen hâlâ yeni bir düzenleme yapılmasını bekliyor. Bu da beklentileri karşılanmayan emeklileri dava açmaya yöneltiyor. Yol yakınken, eski memurların talepleri mutlaka davasız dikkate alınmalı. Yoksa 5 Haziran’dan sonra açılması muhtemel yüz binlerce dava yargıyı kilitleyecek. Bizden uyarması…

SORU-CEVAP

SSK’DAN EMEKLİ OLMANIZ DAHA AKILCI

9 Ocak 1970 doğumlu bayanım.  1 Haziran 1995'ten 1998 yılına kadar 615 gün SSK’lı olarak prim ödedim. 1999 yılı ocak ayında isteğe bağlı sigortaya geçtim, prim ödemeye devam ediyorum, ne zaman emekli olabilirim?  Nagihan DEMİRÖZ

İlk işe giriş tarihinize göre isterseniz SSK’dan daha erken emekli olup Bağ-Kur’a kıyasla daha yüksek emekli aylığı alabilirsiniz. Buna göre, 52 yaşını, 5825 prim gün sayısını 20 yıl sigortalılık süresini doldurmak koşuluyla SSK’dan emekli olabileceksiniz. Ancak, 1 Ekim 2008 sonrası isteğe bağlı sigorta primleri Bağ-Kur’lu sayılıyor. Eğer, prim ödenen son 7 yıl içinde en fazla Bağ-Kur gününüz olursa, emeklilik koşullarınız Bağ-Kur’a göre belirlenir. Eğer ki, son 3,5 yıl bir işyerinde çalışmak suretiyle SSK (4/a) primi öderseniz emeklilik koşullarınız SSK (4/a)‘ya göre belirlenir.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti - Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz.

 

Yahya Arıkan

 

Okunma: 558

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Çekler Renkleniyor, Denetim Artıyor