22 bin kişiyi işsiz bırakan ve binlerce dava açılan özelleştirmeye ‘anayasa’ geldi, kamu yararı açılımı bitti

 

10.05.2010

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

22 bin kişiyi işsiz bırakan ve binlerce dava açılan özelleştirmeye ‘anayasa’ geldi, kamu yararı açılımı bitti

 Yahya Arıkan - 10 Mayıs 2010 - Sayı: 2010/09 - İstanbul

Anayasa değişikliğinin ekonomiye etkisi hiç konuşulmadı. Oysa paketin 12. maddesi, özelleştirme gündemini baştan aşağı değiştiriyor. Madde, yargının özelleştirmelerde ‘kamu adına kamu yararı arama’ yetkisini ortadan kaldırıyor.

Bu durum, hükümetin büyük gelir beklediği enerji, Milli Piyango, kamu bankaları gibi ihalelerde de süreci hızlandıracak. Böylece Turgut Özal’ın yasal düzenlemeyle gerçekleştiremediği düzenleme Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından Anayasal düzenlemeyle gerçekleştiriliyor.

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, TBMM kayıtlarından yararlanarak hazırladığı “Özelleştirme Anayasası” raporuna göre, özelleştirme uygulamalarının hız kazandığı 1986 yılından 2010 yılının Mart ayına kadar geçen sürede 270 kuruluş özelleştirme kapsamına alındı, 199 kuruluşta hisse senedi veya varlık satış devir işlemi yapıldı. Bunların sonucunda 188 kuruluşta hiç kamu payı kalmazken, bu işlemlerden devletin kasasına giren kaynak 39 milyar dolara yaklaştı. Bu kaynağın yüzde 78.8’i yani yaklaşık 30.5 milyar doları iki dönemdir iktidarda bulunan AKP tarafından gerçekleştirildi.

İSMMMO raporuna göre, özelleştirme gerek yöntem, gerek hukuk gerekse de istihdam açısından çeşitli tepkileri de gündeme getirdi.

1998 yılında çeşitli kişi ve kuruluşlar tarafından özelleştirme uygulamalarına karşı açılan idari ve adli dava sayısı 695 iken 2007 yılına gelindiğinde devam eden idari dava sayısı 3.391, adli dava sayısı 240 olarak tespit edildi. Sadece 2007’de açılan idari dava sayısı 268, adli dava sayısı 80 oldu.

İSMMMO raporuna göre, özelleştirme uygulamalarına karşı açılan dava sayısı 2008’de özellikle dikkat çekti. O yıl 1.351 idari, 16 adli dava açıldı. Yargı her yıl belirli sayıda davayı sonuçlandırsa da açılan davaların hızına yetişemedi ve 2008’de devam eden idari dava sayısı 4.543’e ulaştı. Sonuç olarak, bugüne kadar yapılan özelleştirmelerin yüzde 78.8’ini gerçekleştiren AKP döneminde, özelleştirme davaları da 6 kat arttı.

İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, özelleştirmenin hukuki bilançosuna bakıldığında, sonu gelmeyen bir tablo olduğuna dikkat çekerek “Adli ve idari dava sayısı ÖİB kayıtlarına göre 2009 başı itibarıyla 5 bini aştı. İşte bu davalar sonucu yargıdan çıkan bazı kararlar, pek çok satış işleminde ya süreci uzattı ya da iptallere neden oldu. Özellikle, “kamu yararı” bulunmadığı gerekçesiyle verilen yürütmeyi durdurma ya da iptal kararları 1986-2010 yılları arasında iktidara gelen tüm hükümetlerin canını sıktı. Bu hükümet, ‘sorunu’ kökten çözüyor. Ancak, yapılan işlemde kamu yararı bulunup bulunmadığını kim, nasıl denetleyecek” diye sordu.

Başkan Arıkan, Danıştay tarafından onaylanan, aralarında TÜPRAŞ, Kardemir gibi kuruluşlarla ilgili alınmış bu yöndeki onlarca kararın, hükümetler tarafından ‘fiili imkansızlık’ ya da ‘prensip kararlarıyla’ uygulamaya konulmadığını anımsatarak şu değerlendirmeyi yaptı:

“Diğer bir ifadeyle, vatandaşın uymaması halinde hapis ya da para cezalarıyla karşı karşıya kalacağı yargı kararları siyasiler ve bürokratlar tarafından çiğnendi. Ancak, siyasiler dokunulmazlık zırhları, bürokratlar ise siyasilerin güvenceleriyle soruşturma ve yargı süreçlerinden kurtuldu. Deyim yerindeyse bu konudaki yargı kararları yürütme için geçerli olamadı. İdari yargının ‘yerindelik yetkisi’ kullanarak verdiği bu kararlar ilk olarak 1990 yılında dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından engellenmeye çalışıldı. Özal hükümeti Danıştay Kanunu’nda değişiklik yaparak Danıştay'ın tüzük incelemelerinde sadece ‘kanuna uygunluk’ denetimi yapacağı, ‘yerindelik denetimi’ yapamayacağı hükmünü getirdi. Fakat bu düzenleme Anayasa Mahkemesi’ne takıldı. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bu karar sonraki yıllarda bu yönde yasal düzenleme yapılmasının önüne geçmiş oldu… Ta ki, Türk Telekom, Petrol Ofisi, Tüpraş gibi dev özelleştirmeleri gerçekleştiren AKP iktidarına kadar bu konuda yeni bir girişim olmadı. AKP hükümeti, elde kalan enerji, kamu bankaları, milli piyango idaresi devasa ihalelerde olası “yargı engellerini” ortadan kaldırmak için Özal’ın 1990 yılında yasal düzenlemeyle yapamadığını, Anayasa değişikliğiyle yapmak üzere kolları sıvadı.”

Yahya Arıkan, bugüne kadar özelleştirmelerden devletin kasasına yaklaşık 39 milyar dolar gelir girdiğini, buna karşılık özelleştirilen kurumlarda çalışan sayısının 50 binden 38 bine gerilediğini belirtti. 23 maddelik Anayasa Değişiklik Paketi’nin 12. maddesinin içine “Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimiyle sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz” fıkrası yerleştirildiğine dikkat çeken Arıkan, “Bu durum, hükümetin büyük gelir beklediği enerji, Milli Piyango, kamu bankaları gibi ihalelerde de süreci hızlandırmış olacak” dedi.

İSMMMO raporuna göre, Türkiye’deki 24 yıllık özelleştirme süreci ve bu süreçte yaşanan hukuk kavgaları özetle şöyle;

* Özelleştirme İdaresi Başkanlığı verilerine göre, Türkiye’de, 1986 yılından bugüne kadar geçen sürede 270 kuruluştaki kamu hisseleri, 22 yarım kalmış tesis, 524 taşınmaz, 8 otoyol, 2 boğaz köprüsü, 103 Tesis, 6 Liman, şans oyunları lisans hakkı ile Araç Muayene İstasyonları özelleştirme kapsamına alındı. Bu kapsamda 199 kuruluşta hisse senedi veya varlık satış/devir işlemi yapıldı ve bu kuruluşlardan 188’sinde hiç kamu payı kalmadı. 2010 yılının mart ayı itibarıyla özelleştirmelerden sağlanan toplam gelir de 38.7 milyar dolara ulaştı.

* 25 kuruluştaki kamu payı ile 4 taşınmaz daha sonra, özelleştirme işlemine tabi tutulmadan kapsamdan çıkarılarak, tasfiye edilerek veya kapsamda olmayan başka bir kuruluşla birleştirilerek tüzel kişiliği veda etti.

* Halen özelleştirme kapsamında iki, kapsam ve programda 16 olmak üzere kamuya ait toplam 18 kuruluş bulunuyor.  Bu  kuruluşların  11‘inde  yüzde 50’nin  üzerinde  kamu  payı var. Söz konusu iki kuruluşun programa alınması yönündeki çalışmalar devam ediyor.

* Bunun yanı sıra, özelleştirme kapsamında 192 taşınmaz, 77 tesis, beş liman, sekiz otoyol, iki boğaz köprüsü, şans oyunları (Milli Piyango İdaresi) lisans hakkı da  bulunuyor.

1986 - 2010 DÖNEMİ ÖZELLEŞTİRME GELİRLERİ (Dolar)

 

1986 - 2008

2009

2010

TOPLAM

Blok Satış

20,199,166,639

0

0

20,199,166,639

Tesis/Varlık Satışı

7,077,423,863

2,270,728,895

131,814,535

9,479,967,293

Halka Arz

7,091,202,610

0

0

7,091,202,610

İMKB'de Satış

1,261,053,768

0

0

1,261,053,768

Yarım Kalmış Tesis Satışı

4,368,792

0

0

4,368,792

Bedelli Devirler

705,653,756

4,256,264

590,071

710,500,091

TOPLAM

36,338,869,428

2,274,985,159

132,404,606

38,746,259,193

Devamı için

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti - Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz.

 

Yahya Arıkan

 

Okunma: 506

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

22 bin kişiyi işsiz bırakan ve binlerce dava açılan özelleştirmeye ‘anayasa’ geldi, kamu yararı açılımı bitti