|
Dernek ve vakıflarda kâr nasıl vergilenir?
Yahya Arıkan - 11 Ekim 2010 Pazartesi
Elime geçen son istatistiklere göre Türkiye'de dernek sayısı bu yılın temmuz ayı
itibariyle 85 bini aşmış durumda. Örgütlenmenin bir göstergesi olarak iyi bir
sayı. Ve bu derneklerin üye sayısı da yaklaşık 7 milyon 400 bin. Dernek faaliyet
alanlarına bakıldığında önemli bir oran; 15 bini dini kapsamlı kurumlar olarak
öne çıkarken, 14 bin 600’ü sportif, 14 bin 400’ü yardımlaşma dernekleri
durumunda. Kalkınma, mesleki dayanışma, toplumsal hayat, dostluk, kültür,
sağlık, çevre, imar, sosyal, sivil halklar, gençlik, gibi bir çok alanda
faaliyet gösteren derneklere de sahibiz.
Benzer durum vakıflar için de geçerli. Vakıflar Genel Müdürlüğü gözetimindeki
temsil edilen mazbut vakıfların sayısı yaklaşık 41 bin 500. Ayrıca Cumhuriyetten
sonra şahısların isteği üzerine 721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’na uygun olarak
bağımsız mahkemelerce kurulan ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından kuruluş
senedine uygunluğu yönünden denetlenen vakıflara yeni vakıflar denilir ki,
bunların sayıları da 5 bin düzeyinde.
Evet sevgili okurlarım; bu genel fotoğraftan sonra bu vakıf ya da derneklerin
vergi muhasebesi karşısındaki durumlarına değinmek istiyorum bu hafta.
Bildiğiniz Türkiye’de gibi bir çok dernek ya da vakfa ait iktisadi işletme
faaliyet gösteriyor. Büyük kültürel etkinliklerden, ticari amaçlı girişimlere
kadar örneklerini görüyoruz. Böyle olunca tabii ki, bir ticari kazanç da söz
konusu olabiliyor.
Peki acaba bu kazançlar nasıl vergilendiriliyor?
Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre; sermaye şirketlerinin, kooperatiflerin,
iktisadi kamu kuruluşlarının, iş ortaklıklarının ve dernek ile vakıflara ait
iktisadi işletmelerin elde ettikleri kurum kazançları kurumlar vergisine
tabidir.
Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ise ilgili yasaya göre şu şekilde
tanımlanır: “Dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı
bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan ticarî, sınaî
ve ziraî işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler, dernek veya
vakıfların iktisadî işletmeleridir. Bu kanunun uygulanmasında sendikalar dernek;
cemaatler ise vakıf sayılır.”
Yukarıda yer alan kanun hükümlerinden de açıkça anlaşılacağı üzere işin ince
noktası şudur: Dernek veya vakıflar değil dernek ve vakıflara ait iktisadi
işletmeler kurumlar vergisi mükellefidir.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun ilgili maddesine göre kanuni veya iş merkezi
Türkiye’de bulunan kurumlar tam mükelleftir ve bu kurumlar gerek Türkiye
içerisinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden
vergilendirilir.
Buna göre; kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan dernek ve vakıflara ait
iktisadi işletmeler tam mükellef kurumdur.
Gelir Vergisi Kanunu’nda ise tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef
gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergiden
muaf olanlara dağıtılan kâr payları üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılması
gerektiği düzenlenmiştir.
23 Temmuz 2006 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu Kararı’na göre tevkifat
oranı ise yüzde 15 olarak belirlenmiştir.
Değerli okurlarım özetle; dernek ve vakıflar gelir veya kurumlar vergisi
mükellefi değildirler. Bu nedenle tam mükellef olarak vergilendirilen dernek ve
vakıflara ait iktisadi işletmelerin, kârı ait oldukları dernek veya vakıfa
aktarmaları durumunda aktarılan tutar üzerinden yüzde 15 oranında gelir vergisi
tevkifatı yapmaları gerekmektedir.
İktisadi Dayanışma
Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti
- Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına
Hoş Geldiniz. |